Fehmi Koru*
TBMM lideri Mustafa Şentop, Aka zahmete de katlanarak, iki Defa cumhurbaşkanı seçilmiş Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki seçimde yine Namzet olabileceğini kabul ettirmeye çalışan, 40 sayfa tuzunluğunda bir makale kaleme almış…
Cumhurbaşkanı başdanışmanı Mehmet Uçum da kanal kanal dolaşarak birebir tezi yayma gayretinde…
Olabilir, en olmayacak tezler bile makul üzere görünen bir münasebet bulunduğu takdirde savunulabilir.
Konunun savunmayı zorlaştıran bir sorunu var: Anayasanın 101. maddesi… O hususta, Öbür hiçbir manaya çekilemeyecek Aleni sözlerle, iki defa seçilmiş birinin bir daha Namzet olamayacağı yazıyor.
Anayasalar tevile Aleni olmayan metinlerdir; Halbuki Tayyip Erdoğan’ın üçüncü Kez cumhurbaşkanlığı adaylığı lakin tevil yoluyla savunulabiliyor.
Zaten bu gerçek bilindiği için olmalı, Beyaz Parti, sözcülerinin vaktinde yapılacağını ısrarla tekrarladıkları bu yılın haziran ayı olarak belirlenmiş seçimin takvimini, birkaç hafta öncesine çekmenin yollarını aramakta.
Bu yolu deneyebilir ve muvaffakiyet sağlayarak seçim tarihini erkene çekebilirlerse, anayasanın 116. hususunda yer Meydan Aleni kapı kullanılabilecek. Anayasanın 116. unsuru, seçim tarihinin TBMM tarafından erkene alınması durumunda, iki Kez seçilmiş cumhurbaşkanına üçüncü Defa Namzet olabilme imkanı sağlıyor.
Yol Aleni üzere görünse de bunu sağlamanın önünde Önemli bir Mani var: Seçim tarihinin erkene alınabilmesi TBMM kararını gerektiriyor; Halbuki Beyaz Parti ile MHP’nin o kararı alacak sayıda Milletvekili bulunmadığı için muhalefet takviyesine gereksinim var.
Muhalefetin ‘6’lı masa’ diye anılan kalabalık kümesi, dayanak vermeye Biricik bir koşulla Amade olduğunu deklare etmiş durumda. Muhalefet takviye için seçimin en geç mart ayı içerisinde yapılmasını Koşul koşmakta.
Seçimin 6 Nisan 2023 tarihinden Evvel yapılması halinde, iktidar cephesinin bir Yıl Evvel çıkardığı yeni seçim yasası uygulanamayacak.
İktidar ise, kendisine aritmetik Yarar sağlayacağı için çıkardığı o maddeden vazgeçmeye Amade görünmüyor.
Ne olacak artık?
HDP’ye göz kırpma biraz bu yüzden…
Bir yandan HDP’nin Anayasa Mahkemesi eliyle kapatılması için yasal süreç devam ediyor ve iktidara yakın kalemler ile yorumcular mahkemeyi o yolda bir karar için baskı altında tutuyor, bir yandan da Beyaz Parti heyet oluşturup HDP genel merkezine sempati taarruzları düzenliyor.
Siyaset aritmatiği HDP’yi anahtar parti pozisyonuna getirmiş durumda.
Hem iktidar açısından anahtar parti HDP, hem de kendi adayını cumhurbaşkanı seçtirmek isteyen ‘6’lı masa’ da denilen ‘Millet İttifakı’ paydaşları açısından anahtar parti…
Anahtar parti durumundaki HDP’yi hesaba katmadan çıkartılacak bir adayla seçime gittikleri durumda, ‘Millet İttifakı’ partilerinin onu seçtirebilmeleri için Gerekli ‘%50+1’ kaidesini sağlayabilmesi, Fazla güç, neredeyse imkansız.
Kendileriyle müzakereye yanaşılmadığında, HDP, kendi adaylarıyla seçime gideceklerini duyurmuş bulunuyor.
Siyaset aritmatiği o denli bir durumda cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci çeşide kalabileceğini gösteriyor.
AK Parti’nin, kapatılması için elinden geleni yaptığı halde ikna maksadıyla kapısına heyet gönderdiği, etrafından gelen itirazlara Karşın ikinci Sefer kapısını çalmaya hazırlandığı ve teklifinin red edildiği HDP’ye, millet İttifakı içerisinde yer Meydan muhalefet cephesinin İlgi göstermesi Müsait olmaz mı?
Uygun olur, ancak ‘Millet İttifakı’ paydaşlarının bunu yapabilmesinin önünde de Önemli bir Mani var: ÂLÂ Parti…
İYİ Parti de en az Cumhur İttifakı partileri kadar HDP’nin kapatılmasından yana.
Tam bir açmaz hali Mevcut siyasi ortamda.
‘Cumhur İttifakı’ cumhurbaşkanı adayı olarak Tayyip Erdoğan isminde ısrarlı; o ısrarın altında cumhurbaşkanı adayı olarak onunla gidilecek seçimde sandıktan o sayede daha Fazla Milletvekili çıkarabileceklerini hesap ediyorlar.
Anayasal pürüzü HDP ile aşabilirler lakin kapatılma tehdidi altındaki, seçimde kullanabileceği maddi varlığına Anayasa Mahkemesi tarafından bloke konulmuş HDP, kolay lokma değil.
HDP’nin İlgi beklediği öteki ittifak ise, YETERLİ Parti yüzünden o yolda adım atamayacak durumda.
Seçime bu türlü bir atmosferde gidildiği takdirde Sonuç ne olabilir?
Normalde, Siyaset her durumda tahlil üretebilecek bir iş alanıdır.
Açmazın açılması, sorunun çözülmesi, muhalefet açısından daha kolay, iktidar açısından daha güç görünüyor.
Tabloya “Hangi ittifak tahlile daha yakın duruyor?” sorusu eşliğinde bakıldığında ise durum farklı: İktidarın elinde daha Çok Ceviz Mevcut ve iktidarın Aka ortağı daha esnek; Ufak ortak da ondan kopmayı göze alamaz üzere.
Muhalefet saflarında açmazı çözmeyi getirebilecek bir siyasi zeka belirtisi şimdi ortada yok.
Laf Fazla muhalefette, lakin zorlukları aşmayı sağlayacak inceliği Uzaklık da bulasın.
İktidar ayrım ettirmeden karşı tarafın cumhurbaşkanı adayını belirleme uğraşında ve belirleyeceğe de benziyor.
Ekonomik problemler yanında kraliyet ailesini zora düşürecek bir iklim yüzünden siyasi ıstıraplar da yaşayan İngiltere’de, yeni başbakan, halkın gönlünü kazanabilecek bir formül olarak, ilkokuldan İdadi sona kadar her sınıfta Güçlü matematik eğitimi vermeyi düşündüklerini açıkladı.
Hayal kırıklığı yaşattı İngilizlere Rishi Sunak’ın bu vaadi.
Orada işe Yarar mı bilemem, lakin sağlam bir matematik eğitimi gereksinimi, bizde, en Fazla da Siyaset alanında, eksikliğini hissettiriyor.
Dört süreç yeterli bilinse açmazı çözecek formül daha kolay bulunurdu gibime geliyor.
*Bu yazma fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
Yorum Yok