Adıyaman’ın Gölbaşı iki gün boyunca aç susuz beklediklerini, cenazelerini kefensiz toprağa gömdüklerini söyleyen bir vatandaş, “Kendileri beni mevte bıraktılar, ben de kendilerini vicdanına bıraktım. fakat işveren benim. İşveren benim, görüşeceğiz. Gelin bakalım” dedi. 60 yakınını enkazda kaybettiğini söyleyen bir Öbür vatandaş ise telekomünikasyon şirketlerinin irtibatlarını kesmesine reaksiyon göstererek “Ayıp değil mi bu ya. 3 Tane Cerrah ‘Şu kadar kalmış’ diye daima bildiri gönderiyor. halbuki burası zelzele bölgesi sizin hür bırakmanız lazım. Bizim ailelerimize yetişmemiş lazım. Abimi, kardeşlerimi nasıl arayacağım” diye sordu.
Son yüzyılın en Aka zelzelesi ortasında gösterilen Kahramanmaraş Merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki zelzeleyle birlikte 10 vilayette Önemli can kayıpları meydana geldi. sıhhat Bakanlığı’nın nihayet bilgilerine nazaran Adıyaman’da 3 bin 105 şahıs hayatını kaybetti.
Adıyaman Gölbaşı ilçesindeki depremzedelerin aktardıklarına nazaran; yıkıntı çalışmaları 3. gününde başladı. Zelzelenin üzerinden 106 saat geçtiği halde hâlâ Temel besin, su, ısınma, çocuk maması, çocuk bezi, ilaç, seyyar tuvaletler, yakıt üzere yaşamsal değerdeki kalemlere Fazla Önemli seviyede muhtaçlık duyuluyor ve ulaşılmıyor.
“Her şeyi kabataslak yapıyorlar”
Meydana bırakılan giyecekleri, vatandaşlar seçmece olarak alıyor. Yiyecek ve giyecek dağıtımında “koordinasyon eksikliği” olduğunu söyleyen vatandaşlar, “Her şeyi kabataslak yapıyorlar. Arama da nizamlı değil. Yıkıntının altından ses geliyor. Öbürü ki ‘Benimkini de duydum’ diyor ve kurtarma grubu oraya gidiyor. O ortada beşerler soğuktan ölüyor” diye konuşuyor.
“Kefen bulamıyoruz, olduğu üzere atıyoruz”
Enkazdan çıkardığı yakınlarına kefen bulamadığını söyleyen vatandaş, “Üçüncü gün ben kendim çıkardım. Bu soğukta cenazelerimiz kokmuştu. Yıkayamıyoruz. Saracak kefen bulamıyoruz. Gömecek tahta bulamıyoruz. Olduğu üzere atıyoruz. Bu bize ağır geliyor. Ben elimle gömdüm. Battaniyenin ortasına gömüp koyuyoruz” dedi.
“Patron benim, görüşeceğiz”
İki gün boyunca aç susuz beklediklerini ifaden eden vatandaş, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“İnternet, telefon… Yardım isteyecek hiçbir şey yoktu. O formda bekledik. Çocukların hepsi grip. İlaç da alamıyoruz. Doktora götüremiyoruz. Hastanelerde daha berbatları var. Bu çadırlarda durulmuyor. Ufak çocuklarımız var. Lütfen, rica ediyorum, bize konteynır… Çadırların altından yağmur yağıyor, su geliyor. Kar yağıyor, su geliyor. Su külfetimiz var, duş alamıyoruz. dahil çamaşırı kasvetimiz büyük. ‘Faturanızı ödemezseniz keseceğiz’ diyorlar. Ödeme talihim yok ya. İnternetim yok. Kendileri beni vefata bıraktılar, ben de kendilerini vicdanına bıraktım. fakat işveren benim. İşveren benim, görüşeceğiz. Gelin bakalım.”
GSM operatörlerine yazıklar olsun”
60 yakınını kaybettiğini söyleyen bir Öbür vatandaş ise “GSM operatörlerine yazıklar olsun. Hala ileti gönderiyorlar. Diyorlar ki, ‘Şu kadar GB kalmıştır’ diye. meğer sınırsız yapmaları lazım. Ayıp değil mi bu ya. 3 Tane Cerrah ‘Şu kadar kalmış’ diye daima ileti gönderiyor. halbuki burası zelzele bölgesi sizin özgür bırakmanız lazım. Bizim ailelerimize yetişmemiş lazım. Benim telefon açmam, internete bağlanmam lazım. Abimi, kardeşlerimi nasıl arayacağım?” tabirlerini kullandı.
“Soba veriliyor, odun verilmiyor”
Bir genç ise, “Soba veriliyor. Odun verilmiyor. Odun veriliyor, kömür yok. Yakacak yardımı yok” dedi. (ANKA)
Yorum Yok