Fehmi Koru*
Gözüm televizyonda bir kadro resmi giysili şahısların görüşme trafiğiyle ilgili gelişmede, kulağım ise radyoda Melihat Gülses’in kadife sesiyle söylediği, kelamları Saadet Vural’a ve bestesi Dursun Karaca’ya ilişkin ‘Bitmemiş gibi’ müziğinde:
“Seninle bu aşkı kaldığı yerden
Devam ettirelim, bitmemiş gibi
Bütün kabahatlerini affediyorum
Ne olur Geri dön, gitmemiş gibi”
Gerçekten siyasette da motamot o denli oldu: Ayrılan gitmemiş üzere Geri döndü.
Ayten Alpman’ın “Bir oburdur benim memleketim” müziği da stadyumlarda tekrar çalınıyor aslında.
Olay geçen cuma akşamı başlamıştı, dün sona erer üzere oldu.
Neydi olay?
Zehir zemberek bir konuşmayla masayı devirdi.
‘Dayatma’ argümanı, masayı paylaşanların o günkü toplantıda, CHP genel lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmelerine bir karşı çıkıştı.
Akşener masada bulunmayan iki Öbür isme -İstanbul ile Ankara’nın CHP’den seçilmiş belediye liderleri Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a- “Sizler Namzet olun” daveti yaptı.
Kılıçdaroğlu doğal olarak kızdı bu hale. Akşener’in üslubu için “Erdoğan’ın dili” tespitinde bulundu. Masanın öbür dört paylaşanı da Akşener’in halinden herhalde alınmışlardır.
CHP’yi destekleyen müellif ve yorumcular ise, masayı terk etme olayını takip eden üç gün boyunca, GÜZEL Parti ile başkanı Meral Akşener’i tenkit yağmuruna tuttular.
“Saldırdılar” daha hakikat bir sözcük.
Dün ise Öbür bir gündü.
İYİ Parti genel liderinin adaylığına şiddetle itiraz ettiği Kemal Kılıçdaroğlu millet İttifakı tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edildi dün.
Bu kararı Meydan masada -gitmemiş üzere Geri dönen- UYGUN Parti başkanı Meral Akşener de yer alıyordu.
Akşener’in “İkinizden biriniz Namzet olsun” daveti yaptığı iki ismin belediye başkanlığını bir Yıl sonra yapılacak Mahallî seçime kadar sürdürecekleri anlaşıldı.
Lafı Çok uzatmayayım, ortada yaşanan onca gürültüye karşın, ortam, Melihat Gülses’in eşsiz sesinde sözünü bulan müziğin kelamlarına yansıyana Fazla benziyor: Aşk kaldığı yerden bitmemiş üzere devam etmekte; o agu zemberek İzah cürmünü işlemiş olan Meral Akşener, güya hiçbir şey olmamış, ayrılıp gitmemiş üzere Geri döndü.
Suçu muhakkak ki görmezden gelinmiş…
Efendi ile kölesi ortasında yaşanan yer değiştirmeyle ilgili ünlü fıkrayı gel de hatırlama.
Şimdiki durum şu:
Millet İttifakı seçmen karşısına Namzet olarak CHP genel lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu çıkaracak. Yalnız başına da değil; Akşener’in cumhurbaşkanlığı koltuğuna layık gördüğü iki İsim –Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş– seçilebildiği takdirde Kılıçdaroğlu tarafından, onun ‘uygun gördüğü tarihte’ direkt ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olarak atanacaklar. Şimdilik bir Yıl daha belediyelerinin başında kalmayı sürdürecekler.
Diğer beş önder?
Onlar da ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olacaklar… [Milletvekili olmayacaklar demek bu.]
İYİ Parti başkanı Akşener?
Evet, o da, anlaşıldığına nazaran, öbürleri üzere ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ payesini taşıyacak…
Tabii, Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilebildiği takdirde…
Peki, Kılıçdaroğlu seçilebilecek mi?
Meral Akşener onun millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olmasına ‘seçilemeyeceği’ gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Ortadan geçen 72 saatte, o makama daha Çok layık gördüğü iki CHP’li belediye liderini yanına alınca Kılıçdaroğlu’nun seçilebilecek hale geldiğine ikna edilmiş olmalı.
Dayatma değil, ikna.
Burada matematik devreye giriyor: CHP’nin oy oranı taş çatlasa %25. Biricik bir CHP’linin bile oyunu ondan esirgemeyeceğini data olarak kabul edelim. Bu orana -arada Mevcut olan oylarından bir kısmını kaybedecek hale geldiğini görmezden gelerek- GÜZEL Parti’nin %10-12 civarındaki oyunu da ekleyelim. HDP’den de %10 kadar bir oy gelsin.
Ne yaptı toplam?
Yüzde 45-47…
Her şey üstteki paragrafta öngörüldüğü üzere gelişse bile Tekrar %3-5 civarında bir oy açığı var.
Sanırım, o açığı ve hatta daha fazlasını, CHP ve GÜZEL Parti dışındaki muhafazakar kısmın ilgisini gören ittifak partileri seçmenlerinin sağlayacağı hesap ediliyor.
Öyle hesap edilmiş olmalı ki, dün gece, partisinin binası önünde kurulmuş kürsüye ‘13. Cumhurbaşkanı’ ilan edilerek çıktı Kılıçdaroğlu.
Yine bir müzik, bu sefer Sezen Aksu’nun bir vakitler ANAP tarafından seçim kampanyasında kullanılmış müziği, aklıma geliyor:
“Hadi bakalım, kolay gelsin / Bir acayip güç yarış / Bana ne aman, ben anlamam / Pek hesaplı ince iş” şarkısı…
Bu yazıya o müziğin kelamlarıyla nihayet vermek en uygunu.
Meral Akşener’in iki belediye liderine “Aday ol” daveti yapması üzere, ben de sizleri, Sezen Aksu’nun kimi kısımlarını burada sunacağım müziğine kulak vermeye Davet ediyorum:
“Yerimiz mi dar yoksa yenimiz mi dar
Ne var? (ne var, ne var)
Uçurmuş herkes o da kim oluyor
Sen kimsin kim bunlar
En Aka kim?
Hadi bakalım, kolay gelsin
Bir acayip güç yarış
Bana ne aman, ben anlamam
Pek hesaplı ince iş
Sen seni bil, sen seni
Sen sıkı tut çeneni
Eline lisanına hâkim ol
Dikkaaaaaat
Ah içimizde ne aç hevesler
Arada hicaz ortada caz nefesler
Bir yanımız her duruma müsait
Ne kadar uyarsa o kadar ister
Aaaaah”
*Bu yazma fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
Yorum Yok