İstanbul Başakşehir’e bağlı Şahintepe Mahallesi’nde kentsel dönüşüm uygulamalarına karşı çaba eden mahalle halkı “Ne zelzele ne rant, yerinde bir dönüşüm istiyoruz” sloganıyla düzenlenen panelde bir ortaya geldi. Şahintepe Kamu Dayanışmasının düzenlediği aktifliğe, Av. Gül Altay, TMMOB Eski Yürütme Şurası üyesi Cemalettin Küçük, Akademisyen Emrah Altınok ve Yerde eşitlik Derneği’nden Bahar Bayhan iştirak sağladı. Yerde eşitlik Derneği’nden Bayhan, “İnşaat sermayesinin büyümesine hizmet eden bir kentsel dönüşüm anlayışı Mevcut bu ülkede.” görüşünü savundu.
Şahintepe Kamu Dayanışması’ndan Yasin Serindere, panelden Evvel kısa açıklamalarda bulunarak yapılan aktifliğin içeriğine ve değerine değindi. Serindere, on binlerce insanın hayatını kaybettiği ve tesirleri hala devam eden Maraş merkezli sarsıntının, Başakşehir Belediyesi tarafından ahlak dışı bir formda kullanıldığını söyledi. Sarsıntıda gerçekleşen yıkımın, ranta dayalı dönüşüm siyasetlerinin sonucu olduğunu Anlatım eden Serindere, “Rantsal dönüşümün karşısında duruyoruz Ama tıpkı vakitte da barınma hakkımızın korunduğu bir dönüşümü konuşmak istiyoruz” dedi.
“Deprem Gerçeği ve Rant Politikaları” konusunda sunumunu gerçekleştirmek üzere Laf Meydan Cemalattin Küçük, “’99 Zelzelesinde bu ülkede endüstrisi ve nüfusunun en ağır olduğu bölge Aka bir hasar aldı. Hem fizikî hem kültürel hem de ekonomik hasar aldı. Anımsamaya çalışın o devirde Çeşitli yasal değişiklikler Laf konusuydu.
“Her felaket bir fırsattır”
İstanbul’dan gidiyorsunuz tam Bolu’ya gireceksiniz sol tarafta bir Tane alışveriş merkezi yapıldı artık. O alışveriş merkezinin yanında 12 Kasım sarsıntısının akabinde Aka bir afiş açılmıştı. Motamot şöyle yazıyordu: Her felaket bir fırsattır. Bu kapitalizm açısından, gücü elinde bulunduranlar açısından böyleydi. Ve o Vakit bu felaketi bir fırsata çevirerek uyguladıkları siyasetlerle bugüne geldik.
Nasıl ki ‘99 sarsıntısında her felaket bir fırsatsa; Türkiye’nin Aka kısmını sarsan, neredeyse herkesin bir yakınının, tanıdığının yara almış olduğu bu zelzelesi de bir fırsat bilip sizi buradan göç ettirmeye çalışacaklardır.
Esas Sorun idareler dışında siyaset üretebilmektir. Yani siz buranın siyasetini yalnızca Başakşehir Belediyesine, belediye meclis üyelerine ve muhtara bırakırsanız hiçbir şeyden haberiniz olmaz.
Aranızdaki Tüm hasımlıkları bir kenara bırakarak birlik olmalısınız. Siz yerinizden edilme siyasetleriyle karşı karşıyasınız, sokak sokak çalışarak, burada yaşantınızı koruyarak çabayı ön plana almalısınız.” tabirlerini kullandı.
“Deprem mazeret ediliyor”
Rantsal dönüşüm uygulamalarına karşı mahalle halkının davalarını istekli olarak üstlenen Av. Gül Altay, “Rantsal dönüşüm hücumlarına karşı hukuksal çabanın ehemmiyetine değindi. Altay, açılan davalara verilen karşılıklarda zelzelenin rantsal dönüşüm uygulamalarına mazeret edildiğini Anlatım ederken, 16 ada ile ilgili açtığımız yetki iptal davalarına verilen karşılıklarda, ‘Bu adalarda zelzeleden kaynaklı olarak dönüşüm isteyen vatandaşlar var’ deniliyor. Pekala kim bu vatandaşlar? İncelediğimizde görüyoruz ki Yurt dışında ya da Öbür kentlerde yaşayanlar bunlar. Yatırım için arsa almış bireyler yani burayla alakası olan beşerler değil.
“Ranta dayalı uygulamalara karşı çıkıyoruz”
Biz şunu söylüyoruz: Bu mahalle halkı sağlıklı konutlarda yaşamak istemiyor mu? İstiyor. ancak biz yönetimin bu isteği dikkate almadığını görüyoruz. Ranta dayalı uygulamalara karşı çıkıyoruz.
“Hesabınıza bir ölçü Nakit yatıracaklar ve mülksüzleşeceksiniz”
Başakşehir Belediyesi, Bayındırlık uygulamasına verilen ve verilecek olan iptal kararlarına Karşın burada yaşayan vatandaşların tapusuna el koymak istiyor. Yani bir Bayındırlık planı Mevcut ve bu iptal edilecek lakin tapu topluyor. Bir mukavele yapıyor. Bu mukavele imzalanırsa tapunuz elinizden gidecek. 15 gün içerisinde tapuyu devretmeniz istenecek, taşınmazını terk etmeniz istenecek. Pekala nereye gideceksiniz. Kiralık bir mesken arayacaksınız, kiraların hali ortada. Konutların ne Vakit yapılacağı aşikâr değil ve diyor ki bu kontratta, ‘mücbir sebep’ olursa, yani inşaat olmazsa, o tapunun sahibine parasını vereceğim. Parasını neye nazaran ödeyeceği muhakkak değil. Tazminat hakkınız yok. Yani o daire senin olmayacak tahminen senin hesabına bir ölçü Nakit yatıracaklar ve sen mülksüzleşeceksin” sözlerini kullandı.
“Söz birliğine varacak pahaları tanımlama fırsatımız oldu”
Avukat gül Altay’ın akabinde ‘Başka Bir Kentsel Dönüşüm Muhtemel mü? Gülsuyu-Gülensu işlik Deneyimi’ başlıklı sunumunu gerçekleştirmek için Laf Meydan Emrah Altınok, ‘Bugün sizin yaşadığınız kentsel dönüşüm sorunu Gülsuyu’nda da hala geçerli. Gülsuyu daha güzel şartlarda dönüşüm sürecine başlamış bir yer de değil.
Gülsuyu-Gülensu’da Kamu Bayındırlık planı sürecine iç olabildi. bayındır planı Özgün biçimiyle, yapıldığı haliyle onaylanmadı. Bizim dayanışma atölyelerindeki bilgi setimizden faydalanılarak tekrar ele alındı. Yani Bayındırlık planında nihayet derece Değerli değişikleri yapmayı başardık. Bir muvaffakiyet varsa bu noktada evet var.
Bir diğer kazanım soyut olsa da şuydu; orada Laf birliğine varacak bedelleri tanımlama fırsatımız oldu. Bence bu hepsinden daha değerliydi. Yapılan atölyelere katılan beşerlerle ve bu insanların Daimi irtibat halinde olmasını sağlayan derneklerle, bu pahanın yaygınlaşması ve anlaşılması Muhtemel oldu.
İnsanların yaşadıkları yer dönüşecekse, nasıl dönüşebileceğine dair bir vizyonları olmalı. İnsanların daha güzel bir kentsel dönüşüme dair kanıları ve umutları yoksa var düzeneğe entegre olmak dışında Öbür bir seçenekleri olmadığını da düşünüyorum. Hasebiyle bunu kırmak Fazla kıymetli.’ sözlerini kullandı.
“İnşaat sermayesinin büyümesine hizmet eden dönüşüm anlayışı var”
Emrah Altınok’tan sonra kelamı Yerde eşitlik Derneğinden Bahar Bayhan aldı. Şahintepe’de yapılması planlanan Yerde eşitlik Atölyeleri hakkında bilgiler veren Bayhan, ‘Bizi burada buluşturan şey rantsal dönüşüm sözcüğü. Zira biz burada yalnızca Belde planlamacı üzere uzman şapkalarımızla bulunmuyoruz. Biz bu kentte yaşayan insanlarız ve ben de inançlı bir kentte yaşamak istiyorum. Münasebetiyle birebir yerdeyiz. 20 yıldır kentsel dönüşümden bahsediyoruz, sarsıntının olacağı biliniyor söyleniyor olmasına Karşın niçin biz sağlam kentlerde yaşayamıyoruz. 20 yıldır biz neden kentsel dönüşümü konuşuyoruz. Zira bizim gereksinimlerimizi, kentte yaşayan insanların muhtaçlıklarını dikkate almıyorlar. İnşaat sermayesinin büyümesine hizmet eden bir kentsel dönüşüm anlayışı Mevcut bu ülkede.
Konutu yalnızca çatıya ve metre kare hesabına indirgeyen anlayışa karşıyız. Bize dayatılan, piyasanın dayattığı, müteahhitlerin dayattığı, çantacıların dayattığı projelere razı olmak zorunda değiliz. Bence bunu kabul ederek başlayalım. Daha uygununu talep etmek, daha düzgününü Düş etme hakkınız var. Münasebetiyle biz metre kare hesabı yapmak değil, gereksinimlerimize Müsait kentler nasıl olabilir? diye soracağız.
“Birlikte tasarlayacağız, iştirak dediğimiz süreci Birlikte oluşturacağız”
Sizin gereksinimleriniz neler, bu mahallede korumak istediğiniz pahalar neler? Bir TOKİ bloğundan fazlası neler olabilir? Birlikte neler düşünebiliriz? Bu mahalleye dair neler Hayal etmek istersiniz? Bunun peşine düşeceğiz. Şayet derseniz biz de varız, biz Tüm uzmanlık tecrübemizi size vakfetmek isteriz. lakin sanmayın ki bu çalışmayı yapacağız sizin önünüze bir proje sunacağız siz de bunu kabul edeceksiniz. Siz bunun birebir içerisinde olacaksınız, bunu Birlikte yapacağız. Bir arada tasarlayacağız, iştirak dediğimiz süreci Birlikte oluşturacağız” dedi.
Mahalle halkının ağır İlgi gösterdiği Faaliyet soru-cevap kısmının akabinde sonlandırıldı.
Yorum Yok