Fehmi Koru*
Seçim sonunda bir hesap işidir.
İktidara gelebilmek yahut zati iktidarda bulunuluyorsa orada kalabilmek için Meclis çoğunluğunu elde edebilmek, Namzet gösterilen kişiyi cumhurbaşkanı seçtirebilmek gerekir; bunun için de rakip partilerden daha Çok oy almaktan Öbür bir yol yoktur.
Bakmayın işlerine gelmediği Vakit kamuoyu yoklamalarını değersiz yahut taraflı göstermelerine, partilerin istisnasız hepsi hem güvendikleri şirketlere araştırma yaptırırlar, hem de oburlarının yaptırdığı araştırmalara göz atmaktan kendilerini alamazlar.
Nihai karar Kamu tarafından sandığa yansıtılacaktır, lakin sandığa yansıyacak kararı -üç aşağı beş yukarı- evvelden öğrenebilmenin kamuoyu yoklamaları dışında Öbür bir tekniği yoktur.
Günümüz kamuoyu yoklamaları iktidar cephesinin işinin güç olduğunu gösteriyor.
En optimist hesapla, 1 Haziran 2015’te yapılan ve Beyaz Parti’nin Meclis çoğunluğunu kaybettiği seçimin sonucuna emsal bir tablo iktidarı bekliyor.
İktidar cephesinin -AK Parti ile MHP’nin- daha karamsar olması için de işaretler az değil. Beyaz Parti kendisini iktidara taşıyan 2002 seçimi oy oranının altında kalabilir, MHP de Yeniden birebir seçimde yaşadığı üzere seçim barajına takılabilir.
Bütün belirtiler, vaktinde yapılacak seçim tarihi olarak belirlenmiş Haziran 2023’te, durumun, iktidar cephesi açısından, bugünkü durumdan daha âlâ olmayacağına işaret ediyor. çok daha Kötü olabilir.
Muhalefet cephesini oluşturan partilerin Tüm sakarlıklarına Karşın durum bu.
Bu hesaba bakarak, iktidar cephesinin tutacağı en makul yol, vakit geçirmeden seçime gidilmesidir.
Seçim tarihi yaklaştıkça karşılarına Öbür problemler da çıkabileceğini hesaplarına katması gerekiyor iktidar cephesinin.
Bir örnek, HDP konusu…
Anayasa Mahkemesi önünde HDP’nin kapatılmasıyla sonuçlanabilecek bir dava var. Seçime az kala kapatma kararının çıkması, HDP’ye oy veren seçmen kitlesini ne yapacağını bilemez hale getirebilir. Yedek bir partiyle yola devam edilse bile, Baş karışıklığı yüzünden, seçimde baraja takılınabilir. Ya da, baraja takılma ihtimalinin büyüdüğünü gören seçmen farklı bir adres arayışına girebilir.
AK Parti’nin başörtüsü için takviye arama gayesiyle HDP’nin kapısına gitmesinin ardında seçimle ilgili hesaplar da yatıyor.
[Hatta, Beyaz Parti genel lideri da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, düne kadar açıkça savunduğu referandum için, dün, “Prensip olarak Temel hak ve özgürlüklerle ilgili mevzuların Kamu oylamasına götürülmesini gerçek bulmuyoruz” açıklamasını yapması da, o hesabın Beyaz Parti’de yapıldığını akla getiriyor.]
MHP ise, HDP’nin kapatılmasını savunduğu üzere, onu direkt PKK ile irtibatlamayı hesaplarına daha Müsait gördüğü için, iktidar ortağı Beyaz Parti’nin HDP’nin kapısına heyet göndermesinden rahatsız.
Nitekim, MHP önderi Devlet Bahçeli’nin, bu nihayet gelişmeye bakıp, bugünkü Küme toplantısında, erken seçim talebinde bulunmasını bekleyenler var.
Orada da Önemli bir Sorun Laf konusu.
MHP’nin kendisini daha rahat hissetmesi gayesiyle seçim yasası değiştirildi ve %10 olan baraj %7’ye indirildi. Anayasaya nazaran, seçimle ilgili Yasa değişiklikleri, bir yıldan daha kısa mühlet içerisinde yapılacak birinci seçimde uygulanamıyor. Baraj indirimini de içeren Yasa değişikliği bu yılın Nisan ayı sonlarında gerçekleşti; bu durumda maddede öngörülen değişiklikler 2023 Mayıs ayından Evvel yapılacak bir seçimde uygulanamayacak.
Hemen seçime gidilirse %10 olan baraj geçerli olacak ve kamuoyu yoklamalarına nazaran MHP’nin o orana ulaşması Bayağı güç.
Buna Karşın seçim tarihinin erkene alınmasını göze alabilir mi MHP başkanı Bahçeli?
AK Parti’yi iktidara taşıyan 3 Kasım 2002 seçimi tarihi erkene çekilmiş bir seçimdi ve onu sağlayan o sırada DSP ve ANAP ile hükümet ortağı olan MHP’ydi. Devlet Bahçeli, aylar öncesinden, hatta 3 Kasım tarihini de şahsen kendisi zikrederek, seçime gidilmesini isteyebilmişti.
Ortaklarına haber vermeden hem de…
Baraja takılmayı da göze alarak…
AK Parti’yi iktidara taşımayla sonuçlanan süreci başlatan MHP, şu günlerde, Beyaz Parti’yi iktidardan edecek sürece geçit verebilir mi?
Hesaba bakmak lazım.
İki Devre ortasında Kıymetli bir ayrım olduğu açık.
Vaktiyle MHP içerisinde Kıymetli misyonlarda bulunmuş siyasalların kurucu takımını teşkil ettiği iki yeni parti Mevcut bugün: GÜZEL Parti ve Zafer Partisi… MHP baraja takılıp seçim sonrasında Meclis’te temsil edilemez hale gelse bile, MHP’de temsil edilen siyasi ideoloji yeni devirde de Meclis’te varlığını sürdürebilecek.
İYİ Parti’nin, içinde yer aldığı ‘6’lı masa’ya ismini Namzet olarak getirmeye hazırlandığı izlenimi alınan -hiç değilse bende o denli bir izlenim var- CHP’den Ankara’ya belediye lideri seçilmiş eski MHP’li Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı seçildiğini de hesaba katın…
Devlet Bahçeli ve MHP’nin yönetici takımı açısından kaybedilme ihtimali bulunan seçim, Öbür bir istikametten kazanılmış bir seçim haline dönüşmez mi?
O hesapla, Beyaz Parti ile iktidar iştiraki sayesinde elde edilmiş ne varsa hepsi devam edeceği üzere, cumhurbaşkanlığı makamını da ziyadesiyle kendilerine sıcak birisi dolduracak…
Fena bir hesaba benzemiyor.
Hangi hesap sonunda günü belirler?
Hiç de kolay olmayan bir kararla ilgili olduğu için karşılıklandırılması epey güç bir soru bu.
Zaten biraz da bu yüzden içinde bulunduğumuz süreç, izleyenler açısından, ziyadesiyle merak uyandırıcı.
Merakla izlemeye devam.
*Bu yazma fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
Yorum Yok