Adli tatili de kapsayan yılın üçüncü çeyreğinde 51 davada 73 gazeteci hâkim karşısına çıktı. Sonuçlanan 10 davada; 11 gazeteciye Yekün 30 Yıl 11 ay 11 gün mahpus cezası verildi, yargılanan gazetecilerden yalnızca beşi beraat etti. En az 23 gazeteci haber takibi esnasında polisin fizikî şiddet ve tehdidine maruz kaldı.
Expression Interrupted platformu tarafından hazırlanan Söz ve Basın Özgürlüğü Gündemi raporlarının yedincisi yayımlandı. Dava ve Aleni kaynak takip çalışmaları sonucunda elde edilen datalar doğrultusunda hazırlanan rapor, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Rapora nazaran, 20 Temmuz ile 1 Eylül tarihleri ortasındaki isimli tatili de kapsayan yılın üçüncü çeyreğinde gazetecilerin sanık olarak yargılandığı 51 dava görüldü. Bu davalarda 73 gazeteci yargılandı. Karara bağlanan 15 davadan 10’u mahkumiyetle sonuçlandı. 10 davada 11 gazeteciye Yekün 30 Yıl 11 ay 11 gün mahpus cezası verildi. Bir gazeteciye verilen mahpus cezası 10 bin 110 TL Nakit cezasına çevrildi. Beş gazetecinin beraat ettiği rapora mevzu üç aylık devirde, 14 gazeteci hakkında dokuz yeni dava açıldı. 11 gazeteci ve medya çalışanı ise gözaltına alındı.
2022’nin ikinci çeyreğinin sonunda 67 olan tutuklu gazeteci sayısı ise 68’e yükseldi.
Yargılamalarda gazetecilere en Çok ‘örgüt propagandası yapmak’, ‘örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ üzere ‘terör’ suçlamaları yöneltildi. Bunların akabinde en sık yöneltilen suçlamalar ise ‘2911 sayılı Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek’, ‘kamu görevlisine hakaret’ ve ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ formunda kayıtlara geçti.
Saldırı ve engellemeler Hız kesmedi
Açık kaynaklardan derlenen datalara nazaran, yılın üçüncü çeyreğinde en az 23 gazeteci haber takibi esnasında polisin fizikî şiddet ve tehdidine maruz kaldı. Bir gazeteci Hudut dışı edilirken, bir gazetecinin de Türkiye’ye girişine müsaade verilmedi. Bir gazeteci ve bir medya çalışanı haber takibi esnasında yaşanan trafik kazasında hayatını yitirdi. Birebir periyotta, 20 gazetecinin ise fişlendiği ortaya çıktı.
RTÜK cezalarının amacında Kamu TV, Tele 1, Habertürk TV yer aldı
Rapora bahis üç aylık periyotta Radyo ve Televizyon Üst Şurası (RTÜK) televizyon kanallarına eleştirel yayın içerikleri nedeniyle ceza kesmeye devam etti. Laf konusu periyotta RTÜK’ün program durdurma ve Nakit cezalarının gayesinde Kamu TV, Habertürk TV ve Tele 1 kanalları yer aldı.
RTÜK üyesi İlhan Taşcı tarafından açıklanan sayılar ise Üst Heyetin ceza kararlarındaki orantısızlığı bir Kez daha gözler önüne serdi. Taşcı’nın 1 Ocak – 15 Eylül 2022 tarihleri ortasını kapsayan raporuna nazaran, RTÜK bu 8,5 aylık devirde eleştirel yayın çizgileriyle bilinen televizyon kanalları hakkında Yekün 11,5 milyon TL meblağında 38 ceza verirken, tıpkı periyotta iktidara yakın kanallara ise Yekün 1,5 milyon TL fiyatında üç Sefer ceza verdi.
Evrensel’in ilan hakkı iptal edildi
Basın duyuru Kurumu (BİK) ise raporun incelediği üç aylık periyotta, Evrensel gazetesinin resmi ilan ve reklam yayımlama hakkını tümüyle iptal etti. Eylül 2019’da alınan resmi ilan ve reklam durdurma kararı sebebiyle gazeteye üç yıldır ilan verilmiyordu. Yeni Asya gazetesiyle ilgili 28 Ocak 2020’den bu yana süren ilan yasağı da raporun hazırlandığı devirde hala sürüyordu.
Rapora bahis devirde Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhuriyet, Sözcü, BirGün ve Kozmik gazetelerinin BİK’in ‘ilan kesme’ cezalarıyla ilgili 14 ferdi müracaat belgesini Biricik bir evrakta kıymetlendirerek karara bağladı. AYM 10 Mart tarihli kararında, cezaların basın ve Anlatım özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti ve ceza kesilen gazetelere başka farklı 10 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.
İhlallerin ‘yapısal bir problem’den kaynaklandığını saptayan Anayasa Mahkemesi, BİK’in cezalara münasebet olarak gösterdiği 195 sayılı Kanun’un 49. unsurunun tekrar düzenlenmesi için kararın Meclise gönderilmesine karar verdi. İhlallerin yapısal meseleden kaynaklanması sebebiyle ‘pilot karar’ metodunun uygulanmasına hükmeden Mahkeme, tıpkı mevzuda yapılan ve karardan sonra yapılacak müracaatların incelenmesini de bir Yıl mühletle erteledi.
Karar üzerine İzah yayımlayan BİK ise “Yönetim Konseyimiz, TBMM tarafından 195 sayılı Kanunun 49. hususunda değişiklik yapılana kadar Basın Ahlak Temelleri kapsamında yapılan müracaatları toplantı gündemine almamaya karar vermiştir” dedi
Kavala davası: Avrupa Konseyindeki ihlal süreci ilerliyor
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarında verdiği ihlal kararları rapora husus devirde de uygulanmadı. 1 Kasım 2017’den beri tutuklu bulunan Amel insanı Osman Kavala’nın davasında verilen AİHM kararının uygulanmaması nedeniyle Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi tarafından Türkiye hakkında başlatılan ihlal süreci yeni bir evreye geçti. AİHM Aka Dairesi, Bakanlar Komitesi’nin 2 Şubat 2022’de başlattığı ihlal prosedürü kapsamındaki kararını 11 Temmuz’da açıkladı ve Türkiye’nin Kavala kararını uygulamayarak Avrupa İnsan Hakları Kontratı kapsamındaki yükümlüklerini ihlal ettiğine hükmetti.
Büyük Daire kararında, Kavala’nın ikinci Defa tutuklanmasına neden olan ‘casusluk’ suçlamalarının Mahkeme tarafından daha Evvel incelenen olguların ‘benzeri hatta aynısı’ olan olgulara dayandırıldığı kaydedildi.
Kararda, Türkiye’nin AİHM’nin 10 Aralık 2019’da aldığı Kavala kararının uygulanmasına yönelik hareket planları ve adımlar sunduğunu fakat bunların Mahkemenin Türkiye’nin ‘iyi niyetle’ ve ‘Kavala kararının ruhuna ve sonuçlarına uygun’ biçimde devinim ettiğine kanaat getirmesini Mümkün kılmadığı belirtildi.
Yorum Yok