T24 Kültür Sanat
Türk Kanada Derneği ve Simon Fraser Üniversitesi tarafından bu Yıl 9’uncusu düzenlenecek olan, ‘Vancouver Türk Sinemaları Festivali’ 17-20 Kasım 2022 tarihleri ortasında, Vancouver’ın tanınan ve tarihi mahallelerinden Gastown’da 340 koltuklu Woodwards sahnesinde gerçekleşecek.
Bu Yıl ‘göçmenlik’ temasının işlendiği şenliğin açılış galası 17 kasımda Vancity Sinema’da gerçekleşecek. Evvelki yıllarda olduğu üzere bu Yıl da şenliğin hedefi, her Cin etnik kültürden insanın yaşadığı Vancouver kentinde, Türk sinemasını ve Türk kültürünü tanıtmak ve ülkenin toplumsal sıkıntılarına çağdaş sinema üzerinden dikkat çekmek.
Festival Direktörü Eylem Sönmez, “Her sene olduğu üzere bu sene de şenliklerde mükafatlar almış en yeni sinemaları Vancouver seyircisi ile buluşturmaktan Fazla memnunuz. Vancouver izleyicisi Fazla sofistike bir izleyici ve her sene şenliğimizi bekliyorlar. Sinema seçkimizin geçmiş yıllarda olduğu üzere bu Yıl da Vancouver’daki beklentiyi karşılayacağına eminim.” dedi.
‘Aşk, Mark ve Ölüm’ sinemasından Hatay Engin
17 Kasım tarihinde gerçekleşecek olan şenliğin açılış gecesinde, bu Yıl Berlin ve İstanbul Sinema Festivalleri’nde Ödül kazanan, Cem Kaya’nın yazıp yönettiği ‘Aşk, Mark ve Ölüm’ filmi gösterilecek ve akabinde Cem Kaya’nın iştirakiyle ile bir söyleşi yapılacak.
‘Aşk, Mark ve Ölüm’ sinemasının tanıtımı şöyle: “1961 yılında Almanya’ya göç eden Türklerin müzik ve kültürel geçmişlerini anlatıyor; gerek Ünlü ve değişik Ira seçimleri gerekse yıllar öncesinin hip-hop müzikleriyle, aslında yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı da gözler önüne seriyor. Bu Yıl Türkiye’den Almanya’ya göçün 60.yılı olduğu için sinema, yıldönümünün simgesi haline gelmiştir.”
Festivaldeki diğer sinemalar ve tanıtım bültenindeki açıklamaları şöyle:
Kurak Günler | Kız kardeşler sinemasının direktörünün bir öteki Kıymetli imali olan sinema Ufak bir kasabaya yeni atanan genç ve kuralcı bir savcının öyküsünü anlatmaktadır. Sinemanın anne konusu ise, bu savcının kendisinin de karışmış üzere göründüğü bir davadaki kararlılığı ve ısrarcılığını gözler önüne sermektir.
Kar ve Ayı | Bir Öbür Ufak kasabaya kışın ortasında Mecbur misyona atanan genç bir hemşirenin kıssasını ele almaktadır. Kasabada bir ayı olduğu ve çiftlik hayvanlarını öldürdüğüne dair söylentiler olduğu için atmosfer gergindir. Bu genç hemşire, konutta ise onu onaylamayan babasına karşın, kendisini bir kayıp olayının içinde bulmuştur.
Zuhal | Yalnızca kendisinin işittiği bir kedinin miyavlamasına takıntılı ve rahatsız olan bir bayanın kıssasını anlatıyor. Sinemada, bayanın bu kedi miyavlamasının kaynağını bulma arayışıyla birlikte binadaki diğer dairelerin sakinlerinin ve onların ortasındaki dinamiklerini keşfetmesi bahis alıyor.
Sen, Ben Lenin | Lenin’in bir büstünün Türkiye kıyılarına vurduğu gerçek bir olaydan yola çıkarak kara mizah tekniğiyle bu büstün kasaba meydanında merasimle sergilenmesinin arifesinde ortadan kaybolmasını araştıran bir polis öyküsünü anlatıyor. Hatalıyı bulmak için çıkılan yolda, sorguya çekilen bir sürü değişik kasaba halkıyla tanışıyoruz.
Rabiye Açıkgöz vs. George W.Bush |Gerçek bir kıssaya dayanan Türk asıllı Alman bir bayan olan Rabiye’nin oğlunu Guantanamo Körfezi’nden özgür bıraktırma gayretini husus alıyor. O ve bir Alman insan hakları avukatı davayı ABD Yüksek Mahkeme’sine kadar götürürken onların saflığını ve mizah anlayışını izliyoruz.
Beni Sevenler Listesi | İstanbul’daki modanın gözbebeği semtinde sanatkarlar ve ünlülerle dolu seçkin bir alıcı portföyü olan uyuşturucu satıcısının polis baskısı sebebiyle giderek mal bulmakta zorlandığını ve müşterileri tıpkı vakitte yakın arkadaşları olduğu için sadece bu çemberde kalmak uğruna mal bulmak için nasıl riskler aldığını gözlemliyoruz.
Festivalin kısaları
Festivalde uzun metrajlı sinemaların yanı Dizi kısa sinemalar de var. Kısa sinema takımının lideri Nural Sümbültepe, “Kısa sinema komitemiz, Türkiye’nin itibarlı sinema şenliklerinde gösterilen 100’lerce sinema ortasından 8 Tane sineması içerik, Cin ve tarz bakımından büsbütün farklı olacak biçimde itinayla sizler için seçti. Bu sinemaların kimileri bayan direktörlere sahip, kimileri LGBTQ sıkıntılarına değiniyor, kimileri ise siyasi, etnik ve toplumsal çatışmaları ele alıyor” dedi.
Panel: Ekranda Görünen ve Görünmeyenler
Panel Sorumlusu, Nural Sümbültepe, şenlikte 19 Kasım Cumartesi saat 2’de SFU Goldcorp Merkez’de bu Yıl 6. Kez düzenlenecek olan panelin sahnede kültürel/kişisel kimliklerin nasıl sergilendiğini ve küresel çağda dijital dünyaya nasıl süratli bir formda entegre edildiğini ele alacağını belirtiyor ve ekliyor:
‘Bütün panelistlerimiz Fazla farklı geçmişlerden geliyor ve emelimiz kültürlerin ve/veya kimliklerin kendileri de iç sinemalarda nasıl temsil edildiğini ve bu temsilin yıllar içinde nasıl değiştiğini demokratik bir ortamda tartışabilmek.”
Panelistler ortasında Avrupa, Türkiye ve Kanada sinema sanayisinin önde gelen isimleri yer alıyor.
Panelistler için hazırlanan tanıtım bülteninde yer Meydan tabirler şöyle:
“Cem Kaya, Almanya’dan katılmakta olup Türk/Alman bir direktördür – nihayet sineması “Aşk, Mark ve Ölüm” 2022 VTFF açılış sineması olacaktır.
Carmen Aguirre, Vancouver’dan katılan Ünlü Şilili/Kanadalı aktör, müellif ve oyun muharriri.
Baljit Sangra, BC’de çekmiş olduğu belgeseli “ÇÜNKÜ BİZ KIZIZ” olan sinema imalcisi. Göçmen ve karanlık bir sırrı olan bir Punjabia ailesinin öyküsünü mevzu Meydan belgesel DOXA sinema şenliğinde gösterilmiştir.
Belçim Bilgin, Vancouver’da yaşayan Ünlü ve Çağdaş Türkiye sineması oyuncusudur. Türkiye Sineması’ndaki bayan ve etnik kökenli karakterler üstünde konuşacağını umuyoruz.
Adel Iskandar, Moderator: Ortadoğu medyası üzerine uzun yıllardır çalışmaları olup şu anda Simon Fraser Üniversitesi’nde Memleketler arası İrtibat Profesörü olarak vazife almaktadır.”
Yorum Yok