Magosa Gezilecek Yerler
Adanın doğu kıyısında Capes Greco ile Eloea arasındaki bir körfezde uzanan bir liman kentidir. Lefkoşa’nın yaklaşık 55 mil doğusunda bulunan liman Kıbrıs’ın en derin limanı olma özelliğine sahiptir. Gazimagosa şehri antik kent olan Salamis’in güneyinde ve eski hayalet kasaba Varoşa’nın hemen kuzeyinde yer almaktadır. Bugün Varoşa boş bir hayalet kasabadan başka bir şey değildir. Bir liman kenti olarak Magosa narenciye ve diğer tarımsal ürünler ile hayvancılık için bir merkez konumdadır. Diğer büyük ekonomik faaliyetler arasında pamuk eğirme, konyak distilasyonu ve balık tutma yer alır.
Gazimagosa Şehri
Doğu Akdeniz’deki ortaçağ mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. En eski yerleşim izleri M.Ö. 13. Yüzyıla, Tunç Çağı’na kadar uzanan oradan da bugüne gelen etkileri taşır. Demir Çağı’nın başlangıcında kent deniz kenarında inşa edilmiştir. Kent başlangıçta Salamis ismi ile biliniyordu. Ammochostos ismi ilk önce Bizans döneminde kaydedilmiştir. 1571’de Magosa Osmanlılar tarafından fethedildi. Bazı tarihçiler Gazimagosa’nın Mısır Kralı Ptolemaios Philadelphus tarafından kurulduğunu ilan etmiştir. Doğu Akdeniz’in başlıca pazarlarından biri olan Gazimagosa zengin tüccarların buluşma yeri ve birçok mezhebin odak noktasıdır. Kilise tarafından ortaya atılan birçok Hristiyan dini emrin merkezi olan kent tarihi önemi ile de dikkat çeker. Lusignan ailesinin Kıbrıs’ı yönettiği zamanlar Luzignan hanedanı dönemi olarak kaydedilmiştir. Gazimagosa kenti etrafını kuşatan surlarla ve limanın korunması için yapılmış sur kalesi ile iyi korunmuş bir haldedir. Bu kale ve Othello kulesi ziyaretçilerin dikkatini çeken ilk ana odak noktasıdır. Şehre belirli zamanlarda Cenevizli ve Venedikli tacirler yerleşmiştir. Türk arması 1570 yılında şehre girdi ve Osmanlı bir yıl boyunca şehri kuşatma altında tuttu. 1571 yılında yalnızca Gazimagosa değil tüm Kıbrıs Türk egemenliğine girdi. 1878 yılına kadar şehir Türk egemenliğinde kaldı. 1960’daki sömürge yönetiminin sona ermesi ile 1974 yılında Kuzey’de Kıbrıs Türk yönetimi başladı.
Arsenal Kalesi
Burç Venedikli mimar Giovanni Sammianelli tarafından 1550 ile 1559 yılları arasında inşa edilmiştir. Üçgen tasarımı ile Venedik mimarisinin en güzel örneklerinden birini oluşturan burçlar görenleri hayran bırakır. Kalenin kubbeli odalarında barut dumanının çıkması için bacalar ve havalandırma alanları yer alıyor. Duvarlarında barut fıçıları ve topların yer alması için nişler hazırlanmıştır. Tarihi yapısı ve çeşitli etkileri barındırması ile kale ziyaret edilmesi gereken yerler arasındadır.
Canbulat Türbesi ve Müzesi
Kilis Beyi yani İl Valisi olan Canbulat Kıbrıs’ı fethedecek olan Osmanlı kuvvetlerine dahil edildi. Lefkoşa’nın alınması sürecinde son derece başarılı olduğu için İskender Paşa ve Deniz Paşa ile birlikte Osmanlı ordusuna atandı. Arsenal Bastion yakınlarında öldürüldüğü düşünülen Kilis Beyi Canbulat’ın mezarı Arsenal Kalesi’nde yer alır. Yapı 1968 yılında restore edilmiş ve yeni görüntüsü ile dikkat çekmiştir. Türbenin cephe bölümü etnografik ve arkeolojik bir müze haline getirilmiştir. Magosa ziyaretiniz sırasında Canbulat Türbesi ve Müzesi’ni de mutlaka görmelisiniz.
Cellarga Toplu Mezarları
Burada bulunan toplu mezarlar dönemin yoksullarının topluluklar halinde gömülmesi ile oluşmuştur. Salamis Nekropolü’nün bir parçasını oluşturan bu mezarlar Kral Mezarları’nın güneydoğusuna 500 metre uzaklıkta yer alır. Yaklaşık 120 mezar bulunan alanın M.Ö. 8. yüzyılda kullanıldığı bilinmektedir. Mezarlara giriş kapıları taş plakalar ile kapatılmıştır. Mezarlara ulaşan kayaya oyulmuş basamaklar bulunur. Eskiden doldurulan toplu mezarların bulunduğu alanda bacalı biçimli yeni mezarlar da keşfedilmiştir. Mezarların önünde yakılan yangınların külleri arasında bulunan hayvan, heykel, kap ve tencere kalıntıları burada kurban ve bayram törenleri yapıldığını gösterir.
Famagusta Şehir Duvarları
Luzinanlar tarafından inşa edilen şehir surları çok yüksek fakat ince yapılıydı. Venedikliler adayı Luzinyanlar’dan ele geçirdikten sonra Venedik’ten uzmanlar getirerek özellikle kendilerini Osmanlılardan korumak için toplara karşı dayanıklı olarak duvarları güçlendirdiler. Deniz cephesindeki duvarlar, Mantinengo Kalesi ve Kara Kapısı bu dönemde inşa edilmiştir. Duvarların kenarında 46 metre genişliğinde bir hendek kazılarak içi su ile doldurulmuştur. Şehir duvarlarının burçları, kapıları, rampaları, silah depoları ve ahırları görülmeye değer. Osmanlılar Magosa fethi sırasında yıkılan surları daha sonar onarmışlardır.
Aziz George Kilisesi
Kilisenin mimari tarzı Bizans ve Gotik stillerin bir karışımı şeklindedir. Ortodoks düzene ait olan kilise 15. yüzyılda inşa edilmiştir. Kilise her iki tarafında şapellerle çevrili ve merkez bir neften oluşur. Tavanda Gotik tonoz olan yapının bir piskopos kilisesi olduğu açıktır. 1571 yılında Osmanlı kuşatması sırasında kilisenin üst kısmı çökmüş. Kilisenin duvarlarında top izlerini görmek mümkündür.
Kertikli Hamamı
Kentin kuzeyinde Osmanlılar tarafından yapılan bir hamamdır. Bu hamam kubbesi ile görülmeye değer bir güzelliktedir. Hamam birçok bölümden oluşur.
Kara Kapısı
Şehre girmek için iki orijinal kapıdan biri Kara Kapısı’dır. Özgün adı hilal şeklindeki burç anlamına gelen Ravelin kelimesinden gelir. Geçiş köprüsüne sahip olan orijinal kapı bugün kullanılan girişin sol tarafındaydı. Geçitin iki yanında freskler, işaretler ve küçük bir kilise var. Burada yapılan kazılar sonucunda geçitler topların yerleştirilmesi ve ilginç bölümler ile galeriler ortaya çıkmıştır. Kemikli geçitin kent cephesinde Venedik döneminde zindan olarak kullanılan yeraltı odaları keşfedildi.
Lala Mustafa Paşa Camii
Kıbrıs’ın kuzeyinde Lusignan döneminde yapılan Lala Mustafa Paşa Camii bölgedeki en güzel Gotik yapılarından biridir. Lusignan Kralları öncelikle Lefkoşa’daki Ayasofya Katedrali’nde Kıbrıs Krallığı olarak göreve başlayacak ve bunu takiben Aziz Nicholas Katedrali’nde Kudüs Kralı olarak taçlanacaktı. Bu törenler katedralin Osmanlı Türkleri tarafından camiye çevrildiği 1571 yılına kadar devam ettirildi. Binanın batı cephesinin mimarisi Reims Katedrali mimarisinden etkilenmiştir. Gotik stil ile eşsiz bir pencere yapısı vardır. Avlusunda 16. yüzyıl Venedik galerisi ile bugün abdest almak için bir bölüm ayrılmıştır. Girişteki dairesel pencerelerin üzerinde bir Venedik amblemi görülebilir. Hayvan figürleri ile bezeli kabartmanın Salamis’teki bir tapınaktan getirildiği düşünülmektedir. Üstteki pencereler iyi korunmuş durumdadır.
Latin Aziz George Kilisesi
13. yüzyılın sonlarından kalma olan kilise Gotik mimari tarzının en güzel örneklerinden biridir. Yapımında Salamis harabelerinin malzemesi kullanılmıştır. Paris’teki Aziz Chapelle Kilisesi’nden model alındığı düşünülmektedir. Beş bölümlü ve kanalı olan bir nef vardır. Yıllar boyunca hayatta kalmış olan bu kraliyet ve kuzey duvarı geniş, uzun pencereleri ile dikkat çeker.
Namık Kemal Zindanları
Zindan Venedik Sarayı avlusunda yer alır. Oyun yazarı ve şair olan Namık Kemal Osmanlı hükümdarlarını eleştiren bir oyun yazması nedeniyle Kıbrıs’taki sürgününde 38 ay boyunca bu binada kaldı. Zemin katta sarayın avlusuna açılan bir kapı ve ızgaralı bir pencere bulunur. Namık Kemal’e ait belgelerin sergilendiği üst kata dik bir kerpiç merdivenle çıkılmaktadır. Bu odada iki pencere bulunur.
Nikokreon Anıtı
Nekropolis içinde yer alan bu anıtın Salamis şehrinin son kralı Nikokreon adına inşa edildiği düşünülmektedir. Nikokreon Ptolemaios’a teslim olmaktan ziyade intihar etmeyi seçmiştir. Kendini öldürmeden önce eşini ve ailesini öldürmüş sonar da saraya ateş açmıştır. Bir takım kademeli merdivenlerden tırmanarak ulaşılabilen platformun ortasında o döneme ait taş ve killerden yapılmış demir çubuklar ile heykellerin bulunduğu bir fırın vardır. Yarı pişmiş topraktan yapılmış heykeller geç klasik Yunan heykelciliğinin özelliklerine sahiptir.
Panaya Kanakaria Kilisesi
Birinci kilisede erken Bizans dönemine ait olduğu düşünülen bir eser bulunmadığı halde ikinci kilisenin 5. yüzyılda ya da 6. yüzyılın başında inşa edildiği düşünülmektedir. Giriş bölümü iki sıra sütun ile üç bölüme ayrılmıştır. Kilise 8. yüzyılda Arap korsanları tarafından yok edilmiştir. Daha sonra yeni bir yapı inşa edilmiş ancak 1169’da meydana gelen bir depremde bu yapı da tahrip olmuştur. Ancak 14. yüzyılda tamamlanabilen bir kilise olarak yeniden inşa edilmiştir. Kilisenin freskleri ve duvar resimleri daha geç bir tarihte yapılmış ve birkaç kez restore edilmiştir.
Kral Mezarları
Salamis Nekropol kabaca 4 mil karelik bir alanı kaplar. Yapısal stiller ve ortaya çıkarılan mezarların zengin bulguları nedeniyle Kral Mezarları olarak adlandırılmıştır. Onların ana mimari özelliği mezar odasının önünde uzun, geniş, eğimli zemin olmasıdır. Çalışmalar mezarların M.Ö. 8. yüzyılda yapıldığını göstermektedir. Özellikle 47, 50 ve 79 numaralı mezarlarda zengin bulgular bulunmaktadır. 50 numaralı mezar Aziz Catherine’e adanmış küçük bir kilise olarak da kullanılıyordu. Mezar kazılarında çanak, çömlek, bronz ve fildişi parçalar ile kurban edilmiş atların iskeletlerine ait bulgular keşfedilmiştir.
Deniz Kapısı
Şehre iki orijinal girişinden ikincisi de bu kapıdır. Kapının iyi korunmuş ve güzel bir mimari yapısı vardır. 1496’da Venedikli Nicolo Prioli tarafından yaptırılmıştır. Demir ızgaralı kapının yapımı Venedik dönemine kadar uzanmaktadır.
Aziz Barnabas Manastırı
Salamis’te Yahudi bir aileden doğan Aziz Barnabas Kudüs’teki eğitiminden sonra Kıbrıs’a geri döndü. 432 yıl sonra Bishop Anthemios rüyasında Aziz Barnabas’ın mezarını gördüğünü ve yerinin açıldığını söylemiş. Bu olaydan sonra piskopos İmparator Zeno’yu bilgilendirmek için İstanbul’a gider ve Kıbrıs Kilisesi’nin özerkliğini kazanır. İmparator mezarın bulunduğu yere bir manastır yapılması için bir bağış yapar. 477’de yapılan manastır kilise, avlu ve papazlar için yaşam alanlarından oluşmaktadır.
Aziz Barnabas İkon ve Arkeoloji Müzesi
Aziz Barnabas Kilisesi çoğunlukla 18. yüzyıldan kalma zengin bir simge koleksiyonuna sahiptir. Avludaki bazalt değirmeni Enkomi yerleşiminden gelirken diğer sütun ve taşlar Salamis’ten gelmektedir. Rahiplerin yaşadığı odalar restore edilmiş ve arkeoloji müzesine dönüştürülmüştür. Neolitik Dönem’den Roma Dönemi’ne uzanan geniş bir yelpazede tarihi eserden çeşitli sanat eserleri görmek mümkündür. Müzede bronz ve mermer parçalar da sergilenmektedir.
İkiz Kiliseler
Templar ve Hastane Kiliseleri 14. yüzyılda inşa edilmiştir. İki kilisenin en büyüğü Şövalyeler Tapınakları’na aittir. Son büyük usta ile diğer liderleri 1313 yılında sapkın olarak yakıldıklarında emir sona ermiş ve kilise bitişik binaya sahip Şövalyeler Hastanelerine bırakılmış. Restore edilmesinin ardından bina şimdi Kıbrıs Sanat Derneği tarafından kullanılır hale gelmiş.
Venedik Sarayı
13. yüzyılda Luzinanlar tarafından yaptırılmış olan sarayın kalıntıları üzerine Venedikliler tarafından yaptırılan kraliyet sarayıdır. Sağ kalan cephe 16. yüzyılda inşa edilmiş ve burada kullanılan sütunlar Salamis harabelerinden getirilmiştir. Ortadaki kemerde Venedik hükümdarı Giovanni Reiner’e ait bir işaret vardır.
Yorum Yok