Holguin Gezilecek Yerler
Birán Tarihi Müzesi
Fidel Castro Ruz, 13 Ağustos 1926’da Cueto’nun güneyindeki Birán köyü yakınlarında Finca las Manacas’ta doğmuş bir lider. 1915’te Fidel’in babası Ángel tarafından satın alınan geniş çaplı çiftlik horoz dövüşü meydanı, kasap dükkanı, postane, market tarzı bir mekan ve telgraf merkezi barındıran bir yerdir. Yemyeşil sedirlerle çevrili birkaç büyük, sarı ahşap ev, Castro ailesinin yaşadığı yerlermiş. Buralara yapacağınız turlar, tarih kokan yerleri görme fırsatını sizlere sunuyor olacaktır.
Kendi başlarına gelenler detaylı bir harita getirmelidir. Aksi takdirde, tur acenteleri bunu Holguin’den günlük gezi olarak sunar ve fiyat olarak daha pahalı olabilir.
Pesquero Plajı
Holguín’in üç kuzey tatil bölgesinden biri olan Playa Pesquero (Fisher’s Plajı) sahilin en uç noktasında yer alır. Burada dört turist heykeli ve tüm adayı kaplayan Karayipler’in kokusu var. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde bitişikteki plaj, altın tozu gibi kum, sığ bölgeler, ılık su ve şnorkelle dalış için bölgeleri ile harika fırsatlar sunan bir yer. Tatil yerlerine ve plajlara Guardalavaca’nın 12 km batısındaki uygun bir yol üzerinden, Holguín – Guardalavaca ana yolundan erişilebilir.
Salto del Guayabo
100 metreden fazla yükseklikte bulunan, Guayabo (Villa Pinares del Mayarí’den 15 km uzaklıkta) Küba’daki en yüksek şelale olarak kabul edilir. Olağanüstü bir manzara ve doğal bir havuzda yüzmek gibi fırsatlar sunan şelale, tropikal ormanı boyunca rehberle beraber yürüyüş yapabileceğiniz 1.2 km’lik bir patikaya sahiptir.
Bioparque Rocazul
Turquesa Plajı’yla ve diğer Pesquero tatil beldeleriyle bağlantı sağlayan kavşak yolunun hemen dışında yer alan Parque Natural Cristóbal Colón’daki bu korunan park, hazine malı olduğundan dolayı hükümet rehberinin gözetiminde olağanüstü açık hava etkinlikleri yapabileceğiniz fırsatlar sunmaktadır. Büyük bir tatil bölgesinde yer alan ve övgüye değer bir çevreye sahip olan yer, çeşitli kısıtlamalarla biraz dar alana kaydırılmaktadır. Bu durum gözünüzü korkutmasın, zira görebileceğiniz yerler dahi turunuzun tadına varmanıza yetecek güzelliktedir.
Bani Indocubano Müzesi
Bu müzenin küçük ama zengin yerli eser koleksiyonları adanın en iyilerinden biridir. Banes yakınlarında ortaya çıkarılan minik altın eserlerini görmenizde fayda var (Küba’da bulunan sadece 20 altın eserlerinden biri). Mükemmel rehberler eşliğinde gezinti yapabilirsiniz. La Plaza Aborigen’in dışında yerel mağara resimlerinin kopyaları da mevcut durumda. Müzenin yerli uzmanı Luis Quiñones García, sizi yerli kültürün ve yerel arkeolojinin her yönüyle dolduracak bilgi donanımına sahip bir kişilik. Ayrıca şehir turları da sunuyor.
Haç Tepesi
Maceo’nun kuzey ucunda, 1950 yılında inşa edilen bir merdivenli yol, panoramik manzaraya sahip bir tepenin üstünde (275m), bir restoran ve 24 saat açık bir bara sahip bu yere ulaşmak için 465 basamak çıkmanız gerekecektir. Merkeze 20 dakikalık yürüme mesafesinde ya da bici-taksi (CUC $ 1) ile yukarıya ulaşmak mümkün. Bu yürüyüş, gün doğumunun eşşiz ışığını görebileceğiniz ve hararet alan serinliği hissedebiliceğiniz bir zamanda, yani sabahın ilk ışıklarında yapılmalıdır.
Kuraklıktan kurtulma umuduyla 1790’da bir haç bu tepenin üzerine inşa edilmiş. Romerías de Mayo’da bel bağlamış özel bir kitle 3 Mayıs’ta düzenlendiği bir etkinlikle zirveye tırmanıyor. Siz de tatilinizi bu zamana denk getirip, tarih kokan bu tepeyi ziyaret edebilirsiniz.
San Isidoro Katedrali
Göz kamaştırıcı beyazı ve iki kubbeli kuleleriyle karakterize edilmiş, şehrin orijinal yapılarından biri olan Catedral de San Isidoro, 1720 yılından kalmadır. Yıllar boyunca ayakta kalabililmiş kuleler 20. yüzyıldan kalma bir yapıttır. Papa John Paul II’nin aşırı gerçekçi heykeli, ana kapının hemen karşısındadır. Açıksa, nispeten sade iç mekana bir göz atmanızda fayda var. Görülmeye değer bir çok şeyi burada bulabilirsiniz.
Chorro de Maita Müzesi
Bu arkeolojik alan tabanlı müze, 62 insan iskeleti ve iyi korunmuş bir köpeğin kemikleri gibi kalıntıları da dahil, kazılarak bulunmuş bir Hint köyünün geriye bıraktıklarını ve bu köyün mezarlığının kalıntılarını içerisinde barındırıyor. Köyün tarihi, 16. yüzyılın başlarına kadar dayanıyor ve bölgedeki yaklaşık 100 arkeolojik alandan birisi. Yeni kanıtlar, yerli halkların Kristof Kolomb’un gelişinden sonra onlarca yıl yaşadığını gösterir nitelikteler.
Müzenin karşısında, yerli bir köyde ömür boyu yaşamış olan insan modellerinin bulunduğu, yeniden inşa edilmiş bir Aldea Taína vardır. Yerli dans ritüeller burada sahneleniyor ve ayrıca bir restoran da mevcut durumda. Yemekleri bizim mutfağımız gibi acı temalı, ancak tatlı bir acıya sahip bir çok yemek de bulabilirsiniz.
Yorum Yok