Adnan Oktar örgütüne yönelik kararın istinaf tarafından yoldan bozulmasının akabinde 72’si tutuklu 215 sanığın tekrar yargılandığı davada, tutuklu sanıkların mütalaaya karşı savunmaları alındı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda görülen davanın dün görülen 24. duruşmasına, Oktar’ın da ortalarında bulunduğu kimi tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Halil Hilmi Müftüoğlu, kendilerini bir ortaya getirenin inançları ve ortak davaları olduğunu belirterek, “Yaşam biçimimizi bazıları yadırgıyor olabilir ancak bu bizim bir cürüm örgütü olduğumuzun varlığının kanıtı değildir. Mehdiyet inancı ismi üstünde dini bir inançtır. Dini inançlar suçlanamaz, suçlama konusu yapılamaz. İddianame ve mütalaada, bu anayasal hakkımızı çiğnemiş, cürüm işlemişlerdir. Benden Öbür hiç kimseyi ilgilendirmeyen bir mevzuda suçlanmaktayım. Evet, mehdiyet inancım vardır. Buna inanmak bir kabahat değildir” dedi.
Duruşmanın öğlenden sonraki oturumunda savunması alınan tutuklu sanık Merve Büyükbayrak da “Adnan Beyefendisi yakıcı bir aşkla seviyorum. O cennetten gelmiş bir kuzu üzere gözümde fakat asıl ruhunu seviyorum. Saçının telinden tırnağının ucuna kadar aşığım. Bu metafizik bir bağ ve bu bağı Allah’ın müsaadesiyle kimse koparamaz” tabirlerini kullandı.
Tutuklu sanık Tarkan Yavaş ise savunmasında, kendi lehlerine sonuçlanmış soruşturma kararları bulunduğunu savunarak, örgüt olmadıklarını tez etti.
Yavaş, savunmasında evraklarının birçoklarında hata olmayan ithamların bulunduğunu öne sürerek, “Baştan örgüt olduğumuz ilan edilmiş. teşkilat olduğumuzu söyleyen katılaşmış bir mahkeme kararı Mevcut da biz mi bilmiyoruz” dedi.
Duruşma, savunmaların alınmasına devam edilmek üzere bugüne ertelendi.
Mütalaadan
Duruşma savcısı tarafından 19 Eylül’de hazırlanan 445 sayfalık mütalaada, elebaşı Adnan Oktar’ın 1994’te örgütün dışarıya açılması tarafında talimat verdiği Anlatım ediliyor.
İmkanı olanların Amel kurması, Amel kuramayanların ise Amel bulmaları ve kazandıkları paraları örgüte “infak” ismi altında getirmeleri talimatlarının iletildiği yer Meydan mütalaada, yapılan harcamalara ait örgüt başkanının Daimi bilgilendirildiği ve örgüt içinde bütün harcamaların nihayet kararının örgüt önderi tarafından verildiği belirtiliyor.
“Silahlı terör örgütü FETÖ ile Adnan Oktar Silahlı Hata Örgütü’nün hayli benzeri saiklerle devinim ederek, insanların dini hassasiyetlerini manipüle ettikleri” görüşüne yer verilen mütalaada, devrin siyasi ve toplumsal şartlarına nazaran telaffuz geliştirdikleri ve faaliyetlerini buna nazaran tanzim ettikleri belirtiliyor.
Mütalaada, sanıkların, Akkuyu Nükleer Santral Projesi, Suriye siyasetleri ve Türkiye-Rusya’yı ilgilendiren istihbarı hususlarda bilgi toplama, ayrılan örgüt üyelerinin güç durumda bırakılmaları için FETÖ’cü olduklarına ait yabancı istihbarat ünitelerine bilgi verilmesi formundaki hareketlerde bulundukları aktarılıyor.
Etkin pişmanlık kararlarından yararlanmak isteyen sanık ve katılanların beyanlarına nazaran örgüt önderi sanık Adnan Oktar’ın Özellikle bayan örgüt mensuplarına yönelik “bakışını beğenmediği, yanlış hitap ettiği, kendisine itiraz ettiği/karşı çıktığı” üzere sebeplerle küfür ve hakaret içerikli kelamlar kullanarak yahut darbedip ruhsal ve fiziki şiddet uyguladığı anlatılan mütalaada, Oktar’ın ayrıyeten örgüt üyelerinin eğitim alma hakkını engellediği bildiriliyor.
Mütalaada, Oktar’ın sistematik biçimde örgüt mensuplarına cinsel istismarda bulunduğu, örgüt üyelerinin bir kısım bürokrat, siyasetçi, gazeteci, halk vazifelisi ve sivil vatandaşlara yönelik ferdî bilgileri kaydedip Oktar’a sundukları, bu bilgilerin arşivlenmiş formda koruma edildiği kaydediliyor.
Esas hakkındaki mütalaada, örgüt elebaşı Oktar’ın, “örgüt yöneticiliği”, “FETÖ silahlı terör örgütüne yardım”, “siyasal yahut askeri casusluğa teşebbüs”, “eziyet”, “kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma”, “birden Çok bireyle Birlikte apansızın Çok Sefer çocuğa karşı cinsel istismar”, “cinsel saldırı”, “cinsel taarruza teşebbüs”, “kişisel bilgilerin kaydedilmesi”, “tehdide azmettirme” cürümlerinden 232 Yıl 9 aydan 1198 yıla kadar mahpusu isteniyor.
Örgüt yöneticisi pozisyonundaki öteki sanıklar Tarkan Yavaş, Alaz Babuna, Aylin Atmaca, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Cürmü, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün’ün de emsal kabahatlerden cezalandırılması istenen mütalaada, 71 tutuklu sanığın var hallerinin devamı talep ediliyor.
Davanın geçmişi
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 2021’de açıkladığı kararında, “örgüt yöneticisi olmak” hatasından yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alaz Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Cürmü, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna’ya başka farklı 9 bin 803 Yıl 6 ay mahpus cezası verilmesine hükmetmişti.
Mahkeme 107 sanığa “örgüt üyeliği” hatasından 4 Yıl 6’şar ay, 20 sanığa da “örgüte Üye olmak”, “gerçeğe muhalif mal bildirme”, “örgüte yardım etme”, “suçluyu kayırma”, “ruhsatsız silah taşıma” ve “tehdit” kabahatlerinden 1 Yıl 8 aydan 11 Yıl 3 aya kadar değişen müddetlerde mahpus cezası vermişti.
Etkin pişmanlık kararlarından faydalanan 12 sanığa “örgüte Üye olmak” cürmünden 11’er ay mahpus cezası veren mahkeme, bu sanıklarla ilgili kararın açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı.
Sanık Mustafa Kuşçu, şair Süer ve Turgut Aksu’nun tahliyesine karar veren mahkeme, Bahadır Köseoğlu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı.
Sanıklardan 3’ünün bütün cürümlerden beraatine hükmeden mahkeme, tutuksuz sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Murat Atmaca ve Deniz Tanık’ın tutuklanmalarına karar vermişti.
Bir kısım sanıkların birtakım kabahatlerden beraatini kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise Çeşitli hatalardan 3 Yıl ile 36 Yıl ortasında değişen mahpus cezalarına çarptırmıştı.
İstinaf Mahkemesi kararı bozmuştu
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Adnan Oktar organize kabahat örgütüne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84’ü tutuklu 215 sanık hakkında Lokal mahkemece verilen kararı yoldan bozmuştu.
İstinafın bozma kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri mühlet ve haklarındaki kararlarla ilgili bozma nedenleri dikkate alınıp tahliyelerine karar verilmişti.
Alınan kararda, hata örgütü lideri Oktar, Alaz Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Cürmü, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy’un ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliyelerin “usul ve yasaya aykırı” olduğunu belirterek, sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti.
İtirazın reddedilmesinin akabinde Başsavcılık, bir üst mahkeme olan 2. Ceza Dairesine tekrar itirazda bulunmuştu.
İtirazı kıymetlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tahliye edilen 68 sanıktan 61’i hakkında “cinsel saldırı” hatasından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.
Haklarında yakalama kararı çıkarılan 61 sanıktan 50’si tutuklanmış, dava evrakı birinci derece mahkemesine gönderilmişti. (AA)
Yorum Yok