İyi Parti genel Lideri Meral Akşener, Ankara’da öldürülen MHP’ye bağlı eski ülkü Ocakları lideri Sinan Ateş’i hatırlatarak, “Asayişten sorumlu, erkek erkeğe evliliklerin peşine düşmüş zat, hani ayakkabı numaralarına kadar her şeyi biliyordunuz? Nerede Sinan Ateş’in katilleri, nerede Sinan Ateş’in azmettiricileri?” tabirlerini kullandı.
İyi Parti genel Lideri Meral Akşener, Mersin’de miting düzenledi. Vatandaşlara seslenen Akşener, şunları kaydetti:
“Demokrasinin beşiği olan ve bu demokrasinin sahiden talep edip gereğini yapan Arslanköy’ün bayanlarının torunları, buradasınız; sizlere en derin teşekkürlerimi sunuyorum. tekrar demokrasi için o günlerde mahpusa gitmeyi göze Meydan annelerimiz, anneannelerimiz, babaannelerimiz; 14 Mayıs’ta bayanların itilip kakılmasına hayır diyecek miyiz? Sayın Erdoğan ve arkadaşlarını emekliye sevk edecek miyiz? 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nu makamına alkışlarla oturtacak mıyız? Kiminizin ablası, kiminizin anası, kiminizin kardeşi Meral Akşener’i, başbakan edecek misiniz? Artık bunu duyanlar kalpten gidecekler.
“Şimdi 15 Mayıs’ta güzeliyle seçimi alacağız”
Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e verirseniz; evet Kemal Beyefendi Cumhurbaşkanı, Meral Akşener de Cumhurbaşkanı olur. Bugün, 1 Mayıs Dünya İşçiler ve Dayanışma Günü, bugün kutlu olsun. Emekçilerimize, Amel görenlerimize, işçilerimize kutlu olsun. Buradan millet İttifakı ismine ve Meral Akşener olarak ÂLÂ Parti ismine bir Laf vermek istiyorum. Ocak ayında emeklilerimize ve işçilerimize yüzde 55 artırım yapılmasını istemiştim, yapmadılar. Artık 15 Mayıs’ta iyisiyle seçimi alacağız, Recep Beyefendi ve arkadaşları emekli, Sayın Kılıçdaroğlu makamına, ondan sonra birinci yapacağımız şey; temmuz ayının başında Tüm emekli ve emekçilerime yüzde 50 artırım yapmaktır. Bunu buradan söylemiş olayım.
“İktidar da hizmet etmekle yükümlüdür”
Aranızda benim yaşımda olanlar var. Evvelce, hani o beğenmedikleri Türkiye’de, bu platforma çıkan politikler Evvel seçmenin karşısında bir Amade ola geçer, topuk selamı verir, yerlere kadar eğilir ve kendini projeleriyle, hizmet anlayışıyla seçmene, sizlere, beğendirmeye kalkar, siz de bir not verirdiniz. Şayet Olumlu bulmuşsanız derdiniz ki, ‘Seni ve partini iktidar yaptım, hizmet edeceksin.’ Daha az beğendiğiniz Vakit da derdiniz ki, ‘Sizi muhalefet ettim, siz bizim avukatımız olacaksınız.’ Muhalefet, halkın avukatıdır. İktidar da hizmet etmekle yükümlüdür.
“Elinin körünü diyorum”
3 buçuk Yıl önce. Ben daha yeni genel liderim biliyorsunuz. Olağanüstü bir konuşma yaptım kendime nazaran. Gençleri, öğretmenlerin atanamamasını, çiftçiyi konuştum. Bir beğendim kendimi, bir beğendim konuşmamı anlatamam. Göğsümü gere gere çıktım, gazeteci kardeşlerim dizilmişler ve bana bu mevzuda soru soracaklar zannediyorum. Ne dediler biliyor musunuz, ‘Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu’na bu türlü dedi. Sayın Kılıçdaroğlu da bu türlü yanıt verdi, siz buna ne diyorsunuz?’ Beni DYP’den tanıyanlar vardır aranızda, birinci ağzımdan çıkan kelam, ‘Elinin körünü diyorum’ olacaktı. Diyemedim. genel reis olduğumu hatırladım. ‘Bana ne’ dedim, çıktım, gittim. Sonra arkadaşlarımızla toplantı yaptık, dedim ki, ‘Yün yumakları atılıyor, seçmen milletimiz çırak çıkıyor.’
“Esnaf iktisadın bel kemiğidir”
Dolayısıyla biz esnafa gitmeliyiz. Esnaf hem endüstrinin hem tarımın ürettiklerini satan iktisadın bel kemiğidir. Birebir vakitte bu ülkenin en Çok istihdam yaratan kesimidir. Esnaf esnaf gezmeye başladık. O dükkanların içinde İlah şahittir, bir kere kendi partimi övmedim, Öbür bir partiyi yermedim. ancak şunu yapmaya çalıştık, sizin sesinizi dinleyip ona tahlil üretip sonra bu iktidarda bulunan arkadaşların bu tahlilleri Dilek ederlerse alıp; sizin isminize, sizin için uygulamalarını talep ettik. Bu türlü bir yol bulmaya çalıştık. Pandemi devrinde bir kısmını yaptılar. Bu seyahatlerde ben; yorgun hale gelmiş, bizden daha İhtiyar bir hale dönmüş gençler gördüm. 82 puan aldığı çocuğu, Beyaz Parti’de ayısı dayısı olmadığı için, atanamamış, haykıra haykıra ağlayan anneler gördüm. Oğullarının iki üniversite bitirdiği halde, KPSS’den yüksek puan aldığı halde mülakata takılıp gece oturup gündüz uyuduğunu söyleyip ağlayan babalar gördüm. 5 tane, emekli maaşı farklı farklı olan emekliler gördüm. Tencere kaynatmakta zorlanan anneler gördüm. 21 yılda Türkiye’de bu türlü bir ekonomik kaosu, bu derece derin bir fakirliği yaratan insanları, istihdam yaratmadığı için işsiz bırakan, ünlü mülakat yüzünden her türlü ayrımcılığa maruz bırakılmış, gençleri Türkiye’de umutsuz hale getiren bir iktidar.
“Harcadığımız paranın karşılığı satamıyoruz”
Gözleri ışıltılıyı da buraya vermişler. Yandınız. ‘Epistemolojik ekonomi’ diyecek yandınız. Sittin sene işsizsin. tarım gitti. Siz, tarım eserlerinde indirim diyorsunuz, mazotu ucuzlatın, girdileri sübvanse ettiğimiz konuları artırın ve ekim öncesinde yerine getirin, mazottan, ilaçtan öldük diyorsunuz, eserlerimizi harcadığımız paranın karşılığı satamıyoruz, iflas ettik diyorsunuz; o diyor ki; ‘epistemolojik.’ Yandınız.
“Bu seçimler seçmenin bayramıdır”
“Şanlıurfalılara da İlah Sıkıntı kuvvet versin”
Bir tanesi var, konutlara şenlik. Şanlıurfalılara da İlah Sıkıntı kuvvet versin. Diyor ki biz, 14 Mayıs’ı millet İttifakı olarak kazandığımız takdirde iki şey olacakmış; birincisi, FETÖ kazanmış olacakmış; ikincisi, biz şampanyanlar patlatacakmışız. Neyse ben hayatımda ağzıma rastgele bir alkol değdirmedim, onu koyduk bir kenara. Daha komiği var; bu arkadaşlarımız tertemiz alanlarıyla seccadeye alınlarını koyacakmış. Benim yaşımdaki bayanlar, Hz. Âdem kıssasını bilirsiniz. O alnın pak kalması için ‘hırsızlık’ yapmayacaksın, yaptırmayacaksın, kul hakkına el sürmeyeceksin, harama el uzatmayacaksın. O alnının pak olması için kul hakkını yemeyeceksin, yedirmeyeceksin. Yalnızca mülakatla yediğiniz kul hakları, o alnınızın orta yerinde koca bir kara lekeye Sebep oldu. Haydi oradan be. ‘FETÖ gelecekmiş.’ Ben 8 sene, meclis başkanvekili olarak meclis yönettim. Ben bu arkadaşımız kadar cıvık cıvık FETÖ öven bir siyasetçiye rastlamadım. Bahta bak.
“Bir de üçüncüsü var, psikiyatristlik”
Bir de üçüncüsü var, psikiyatristlik. Asayişten Mesul olması gereken şahıs, erkek erkeğe evlilik konusuna Baş takmış. Ey Mersinliler, biz kazanırsak erkekleri erkeklerle evlendiriyormuşuz. Bu türlü bir fantezi dünyasını hiç anlamak Muhtemel değil. Erkek erkeğe bitti, onun üstüne geçtik, erkekler, sizi hayvanlarla evlendiriyorlar. Erkek ve hayvan evlilikleri yaptıracakmışız. Daha enteresanı Mevcut 14 Mayıs akşamı kazandığımız takdirde vuruş yapmış olacakmışız. Arslanköy’ün bayanlarının torunları… O gün haksızlığa, antidemokratlığa Mani olan sizler… Mersin’den bu sesi, bu ahmakların, bu kafayı yemişlerin bu sesi duyması lazım.
Biz demokrasi için millet İttifakı dedik. Biz demokrasi için, Müstakil yargı için, hukukun üstünlüğü için, kayırmanın nihayet bulması için, liyakat için, tarımın ayağa kalkması için, gençlerin ümit içinde olması için, tabiplere ‘defolun gidin’ diyenlerin attaya gitmesi için bu yola çıktık. Ve vuruş değil, millet iradesi olarak 14 Mayıs’ta kazanacağız değil mi? Saygıdeğerler duyun.
“Hani ayakkabı numaralarına kadar her şeyi biliyordunuz?”
Benim Sinan Ateş’i unutmam Muhtemel değil. Sinan Ateş gencecik bir akademisyen. İki kız çocuğu var. Gencecik Muallim bir eşi var. Ve katlediliyor. Katledenler aşikâr, azmettirenler belirli. Ey Recep Beyefendi, hani nefesten haberin vardı? Asayişten sorumlu, erkek erkeğe evliliklerin peşine düşmüş zat, hani ayakkabı numaralarına kadar her şeyi biliyordunuz? Nerede Sinan Ateş’in katilleri, nerede Sinan Ateş’in azmettiricileri? Mersinli biliyor. Onun hesabını ben sormazsam peşinden yürümezsem, abim benden hesap sorar. Abim mezarında döner. Ben Şayet Nihat Gürer’in kız kardeşiysem o hesabı sormazsam namerdim, gurursuzum. Onun için 14 Mayıs, olağanüstü değerli. fakat Sinan Ateş deyince eli ayağı titreyenler, bizi 50 bin Tane hatayla karşı karşıya bıraktılar, enteresan.
Recep Beyefendi ve arkadaşlarının bu elinde Hizbullah var, Gaffar Okkan’ın katilleri. çok hesap sorulacak. Bu sol elde de PKK var. Recep Beyefendi, ‘Gitti ya İmralı’ya ailesi, bizim Mehmet gitti ya’ dedi. Bunlar Hısım olmuş, bizim Mehmet kim, Abdullah Öcalan’ın kardeşi. Tüm bunları örtmek için artık Amel zıvanadan çıkmış durumda. lakin siz bunların her birini elinizin zıddıyla şu hareketi yapacak… Ve bu ülkeyi kalkındıracak, bu ülkede haksızlıkların önüne geçecek, gençlerin soluk almasını sağlayacaksınız. Biz, 18-26 ıslak kümesindeki Tüm geçlere Amel buluncaya kadar şartsız, kuralsız 2 bin 500 lira maaş ödeyeceğiz.
“Köyler boşaldı, o köylerde ıslak ortalaması 50”
Kurban geliyor. İlah kurban kesmeyi hepimize nasip etsin. Geçen sene 5 bin liraydı bugün Kocaeli’nde 15. Koyunun da orta kararı 12 buçuk. Aka bir çoğunluğunuz kurban kesemeyecek, inancın gereğini yerine getiremeyecek fakat biz seçileceğiz ve Çabucak emeklilerimizin hesabına 15 bin lira kurban parası yatıracağız. Köyler boşaldı, o köylerde ıslak ortalaması 50. Köylerde, okulları açacağız, Muallim tayini yapacağız, Veteriner tayini, Ziraat mühendisi tayini yapacağız. Genç bir çiftçi, köyde yaşayıp eşiyle tarım yapmak istiyorsa karı koca ikisinin de SSK ya da BAĞ-KUR primlerini devlet olarak biz ödeyeceğiz. Üretmeden Türkiye kalkınamaz. Besinin pandemi devrinde beka üzere Kıymetli olduğunu gördük. Havza bazlı tarım yapılacak, toprağınızda ne ekmeniz gerektiğini söyleyeceğiz. Yetiştirdiğiniz Eser neyse onu satın alacağımıza dair evvelce ilan edeceğiz, düşük çıkarsa birebir parayı alacaksınız yüksek çıkarsa cebenize ekstradan Nakit girecek.
“Ben de size Allah’ın huzurunda Laf veriyorum”
Ama Tüm bunların en değerlisi soluk almak. Bayanların, gençlerin soluk alması. Biraz evvel ben seçim uyum merkezi açılışı için Nevşehir’e gittim. Sizinle dertleşmek istiyorum. Orada, biraz istikrarım gitti. Türkiye’de bu bayanların çektiği zahmetin yansıması, ağladım orada. O kadar Üzüntü bir şey ki. Her biriniz ve birimiz hangi makam, hangi mevki, hangi yaşta olursak olalım, ister başınız Aleni ister kapalı olsun, ister üniversite mezunu olun, ister köy kızı olun ayrım etmiyor. Çektiğimiz eziyet o kadar Çok ki. İşte birinci öncelik gençler ve bayanların bu eziyetinin, bu mutsuzluğunun, bu sorunlu halinin, bu itiş kakışın önüne geçmek. Ben de size Allah’ın huzurunda Laf veriyorum.
“Hepsi birlikte gidecek”
(ANKA)
Yorum Yok