İsrail polisinin sabaha karşı şark Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskın ve şiddet manzaraları, memleketler arası toplumda, bölgenin yine şiddet sarmalına sürüklenmesi tasası yarattı.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Mescid-i Aksa içinde yaşanan çatışmaların “son derece telaş verici olduğu” belirtilerek her iki tarafa da itidal daveti yapıldı. ak Saray Ulusal Emniyet Kurulu Stratejik İrtibat Koordinatörü John Kirby, “Hem İsrailliler hem de Filistinlilerin tansiyonu düşürmek ve sükuneti yine sağlamak üzere Bir arada çalışması, şu Lahza her zamankinden daha da Aka bir Ehemmiyet taşımaktadır” dedi.
BM: Şoke edici ve dehşet verici
Birleşmiş Milletler genel Sekreteri Antonio Guterres ise İsrail Emniyet güçlerinin Mescid-i Aksa’da uyguladığı şiddet imajlarının “şoke edici ve dehşet verici” olduğunu söyledi. Guterres ismine İzah yapan sözcü Stephane Dujarric, BM genel Sekreterinin kutsal yer içindeki “şiddet ve dayak” manzaralarını izlediğini ve Museviler, Müslümanlar ve Hristiyanların hepsi için kutsal olan bir periyoda denk gelmesinin Fazla daha üzücü olduğunu kaydetti. Dujarric, bu türlü bir periyodun bir barış devri olması gerektiğini belirterek “İbadet yerleri yalnızca barışçı dinî merasimler için kullanılmalıdır” dedi.
Baskın ve çatışmalar Müslümanların Ramazan ayına denk gelirken Musevilerin Çarşamba günü başlayan Pesah (Hamursuz) Bayramı ve Hristiyanların Cuma günü başlayacak Paskalya yortusu öncesinde gerçekleşti.
Mescid-i Aksa, hem Müslümanlar hem de Museviler açısından kutsal bir yer. Lakin mescitte yalnızca Müslümanların ibadet etmesine müsaade veriliyor. Müslüman olmayanlar camiyi ziyaret edebilmesine Karşın ibadette bulunamıyor. Çok dinci Musevilerin Pesah Bayramı nedeniyle Mescid-i Aksa’ya girerek kurban kesme daveti yapması üzerine Filistinlilerin Mescid-i Aksa’da nöbet tuttuğu belirtiliyor.
Alman hükümetinden “işgal statüsü” hatırlatması
Alman hükümeti de bütün tarafları itidale çağırarak “Tüm inananların önümüzdeki Ramazan, Pesah ve Paskalya’yı onurlu ve barış içinde geçirmesi için gerginliğin tırmanmasına müsaade verilmemelidir” açıklaması yaptı. Alman Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Doğu Kudüs’ün işgal altındaki toprak statüsü yeterince İsrail güçlerinin aksiyonlarında insanî devletler hukuku geçerlidir. Bu, hem halk asayişinin teminata alınmasını hem de orantılılık kuralını içermektedir” açıklamasını yaptı. Sözcü, Harem-i Şerif’de de her iki taraftan provokatif hareketlere Şahit olunduğuna işaret ederek “Her halükârda şiddet her Vakit için başvurulacak nihayet yol olmalıdır ve sivillerin korunması ön planda tutulmalıdır” dedi.
İsrail polisi, “maskeli ajitatörlerin” kendilerini mescide kapatmaları ve diyalog gayretlerinin sonuçsuz kalması üzerine mescide girdiğini, Hadise sırasında 350 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı.
Netanyahu: Taahhütlerimize bağlıyız
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, olayın, “aşırılıkçıların” cami içinde barikatlar kurması üzerine gerçekleştiğini belirterek İsrail’in ibadet özgürlüğünü muhafaza, kutsal yerlere bütün dinlerin mensuplarının serbestçe erişimi ve Harem-i Şerif’in statükosunun korunması taahhütlerine bağlı olduğunu söyledi.
Aralarında Türkiye, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu Türlü bölge ülkelerinden de İsrail’e kınama bildirileri geldi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “İsrail Emniyet güçlerinin, dün geceden itibaren Harem-i Şerif’in kudsiyetini ve tarihi statükoyu ihlal ederek, Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesini, Kıble Mescidi’ne sığınanlara müdahale etmesini ve Fazla sayıda Filistinli sivili gözaltına almasını lanetliyoruz” tabirlerine yer verildi.
Yorum Yok