Bilgehan Uçak
Gelecek Partisi genel reis Danışmanı
Şu ilkbahar gelip de ağaçlar çiçeklendi mi, Boğaz kıyıları erguvan rengine büründü mü, hele bir de kütür kütür can erikle nektar çağlaları tezgâhlara düştü mü benim içimden yalnızca kıyılarda yürümek, dalga seslerine karşı kahve içmek ve aşk romanları okumak gelir.
Durdursunlar dünyayı mayıs ayında, yaz güneşinin yanında akşamları Sonbahar esintisi, geceleri pikeyle yorgan ortasında ürpertili kararsızlıklar…
Ama viran mümkün hanede evlad ü ıyal var, şu sayılı günleri Yeniden yaşayamadan kaçıracağım üzere gözüküyor.
Ne erguvanlar, ne hamakta akşamüzeri uyuklamaları, ne yeni yıkanmış veranda serinliğinde gömülüp koltuğa aşk romanları okumak, en mazbut zevklerimizi bu sene de elimizden aldılar.
Yedi-sekiz yıldır ömürden keyif almak için bir maden emekçisi üzere Daimi daha derinlere inmeye, orada Fazla değil birkaç günlük bir ümit adacığı bularak mutlanmaya çalışıyoruz.
Dünyanın Tüm hoşlukları duradursun lakin bilsinler ki bu kaçırdığım, kaçırdığımız nihayet bahardır, seneye bugünlerde cıvıl cıvıl olacak her yer.
Toplum bugün her yerde, her Lahza Siyaset konuşuyor, bebelikten yeni çıkmış Ufak çocukların bile siyasete dair fikri var.
Hukuktan yana o denli Aka dertlerimiz Mevcut ki Biricik umudumuz siyaset, siyasetle değiştiremezsek hiçbir formda değiştiremeyeceğiz zira, herkes planını programını seçime endeksliyor, tatilciler tatile gitmiyor, Amel insanları toplantılara, akademisyenler konferanslara.
Son seçim, nihayet baht, nihayet çıkış kelamları herkesin lisanında.
Bu ortamda hazırlanıyor Milletvekili listeleri.
Önce, müsaade verirseniz, Altılı Masa’nın kurum ideolojisini kısaca hatırlatmak istiyorum.
Gerek Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, gerekse de YETERLİ Parti genel Lideri Meral Akşener tarafından ekranlarda lisana getirildiği için söylememde beis yok, Altılı Masa’nın kuruluşuna öncelik eden İsim Ahmet Davutoğlu’ydu.
Yerel seçimlerde millet İttifakı Aka muvaffakiyet kazanmış ve İstanbul ile Ankara başta olmak üzere pek Fazla kentte idareye gelmişti.
Ama en nihayetinde seçim için bir ortaya gelmekten ibaretti, Halbuki 2022 yılında millet İttifakı genişleyip Altılı Masa olarak tekrar kurulduğunda seçimi değil yeni bir ülke tahayyülünü topluma sundu.
Neydi bu tahayyül?
En Kolay tabirle, üniversal standartlarda bir demokrasi ve hukuk sistemi inşa edebileceğimizdi.
Bunun olmazsa olmaz şartı da bu ucube sistemden kurtulmak fakat eskisinden daha uygun bir sisteme ülkeyi taşımaktı.
Türkiye’nin en saygın hukukçularından biri olan istikbal Partisi İnsan Haklarından Mesul genel reis Yardımcısı Serap Yazıcı’nın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Modeli önerisi birtakım küçük değişikliklerle Altılı Masa’nın birlikteliğini seçime endeksli olmaktan çıkardı ve bir gaye verdi.
Altılı Masa’nın maksadı belirlenmişti lakin ideolojisi, Aka dönüşümün teorik çerçevesi hâlâ eksikti.
Ahmet Davutoğlu, Politikyol’da yayınladığı makalede bu teorik çerçeveyi anlatıyordu, ben size özetleyeyim.
Altılı Masa öncesinde Türkiye’deki siyasi cereyanlar dikey duruyor, kendini muhafazakâr, seküler, liberal, milliyetçi vs tanımlayanların bir siyasi temsilcisi bulunuyordu.
Altılı Masa’nın kurulmasıyla Siyaset birinci defa yatay bölündü; yani, her görüşün en az iki temsilcisi çıktı.
Moderneleşme’nin 200., Cumhuriyet’in 100., Demokrasinin 75. yılına girmek üzereyken Türkiye siyaseti birinci kere sağcılar-solcular, sekülerler-muhafazakârlar, Sünniler-Aleviler kolaylığında değil, özgürlükçüler ve otoriterlik yanlıları olarak ayrışıyordu.
Aksi takdirde, otoriterlik dileğinden Öbür Erdoğan ile 28 Şubatçı Perinçek’i, MHP ile HÜDAPAR’ı bir ortaya getirecek ne olabilir ki?
Ne kadar bir ortaya gelemez bir Küme olduklarını bugüne kadar Birlikte bir Biricik fotoğraf vermemelerinden de anlayabilirsiniz.
Oysa, millet İttifakı, o ünlü Halil İbrahim sofrasında, her görüşten beşere özgürlükçü olduğun, kimseyi ötekileştirmediğin surece buyur gel diyor.
İster seküler olun, ister muhafazakâr, ister milliyetçi, Şayet siz kimseyi dışlamıyorsanız, bir İç Hasım kamplaşmasından medet ummuyorsanız Altılı Masa’da şahsen kimliğinizle oturuyorsunuz demektir.
Gelecek Partisi genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nun millet İttifakı için çizdiği çerçeve buydu: Özgürlükçü bir anlayışla yorumladığınızda ideolojiniz Fazla Değerli değil zira biraraya gelebilir, her şeyi konuşabilir, Tüm meselelerin üstesinden gelebilir, itidal ve uzlaşı üzere kavramları gündelik hayatımızın bir modülü yapabiliriz.
Ama iktidar yalnızca seçim kazanmayı düşündüğü için geçen sene seçim sistemini değiştirdi.
Yeni sistemde ne kadar az liste olursa o kadar az oy boşa gidiyor, münasebetiyle da Milletvekili sayınız artıyor.
Peki, böylesine hayati bir seçime girerken parti hesabı yapılır mı?
Altılı Masa’yı oluşturan altı parti seçime kendi başlarına girseler, yeni sistem yüzünden yabana atılmayacak bir oy karşılık bulamayacaktı.
Partisinin ikbali için ittifakın toplamda daha az Milletvekili çıkarılmasına yol açacak bir karar vermenin vebalini üstlenebilecek bir babayiğit Mevcut mıdır?
Olmaz, olamaz, olmamalı.
Bugün Meclis kıymetsiz üzere gözüküyor olabilir zira muhalefet azınlıkta ve her talebi iktidar koalisyonu tarafından reddediliyor lakin bir ay sonra bu türlü olmayacak, Meclis eskisi kadar Değerli bir pozisyona istikbal tekrar.
Cumhurbaşkanlığını Kılıçdaroğlu’nu kazandığında, Ortak Siyasetler Mutabakat Metni’ndeki vaatlerimizi yerine getirebilmek için yeni kanunlar çıkarmak zorundayız.
Bunun yolu da millet İttifakı olarak Meclis’te en az 301 Milletvekili ile çoğunluğu kazanmamızdan geçiyor.
Yeni sistemin geçerli olacağı bu seçimde partilerin kendi logosuyla girmesinin yegâne sonucu o ittifakın daha az Milletvekili çıkarmasıdır.
Değer mi?
Bakmayın anketlerde yeni partileri az göstermeye çalışanlara, göreceksiniz bugün neredeyse 8-10 verilen şahıslar seçimde sıfır çekecek ve millet İttifakı Aka bir muvaffakiyetle sandıktan çıkacak.
Yeni sistemde Şayet bir ittifak altında seçime giriyorsanız baraja takılma derdiniz yok ve Şayet oy yoğunlaştırabileceğiniz seçim etrafları varsa rahatlıkla Milletvekili çıkarabilirsiniz.
Şöyle düşünün, bu o denli bir sistem ki denk gelse iktidar yüzde 40’la Meclis’in çoğunluğunu alabilir.
Gelecek Partisi de Konya başta olmak üzere büyükşehirlerde ve hedeflediği kentlerde seçime katılıp kendi milletvekillerini çıkarabilirdi.
Ama bu durumda birtakım yerlerde istikbal Partisi’ne verilen oylar boşa gidecekti.
İşte bu yüzden, Altılı Masa’yı kurarken nasıl itidal ve uzlaşı kavramlarının vazgeçilmez olduğunu söylediysek, bu seçime giderken de feragat demek zorundayız.
Gelecek Partisi’nin CHP listelerinden seçime girmesi yeni seçim sisteminin getirdiği bir gereklilik fakat daha kıymetlisi de Aka bir feragattir.
Varsın pusulada logo olmasın, Kafi ki ülkeyi bir Lahza Evvel ayağa kaldırabileceğimiz biçimde Meclis’te kuvvetli olalım.
“Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!” diyerek kapı kapı dolaşacak ve geleceğimizi elbirliğiyle inşa edeceğiz.
Ve Fazla kısa bir müddet sonra, mayıs geldi mi D’Hondt sisteminin gereklerini değil, Paris’in su sıkıntısına dair bir toplantıda kürsüye çıkıp “Eugenie Grandet’ye ne oldu?” diye soran Balzac üzere, daha Önemli sıkıntıları konuşacağız.
Erguvanlar açacak yine, erikler, çağlalar dolduracak tezgâhları…
Aldın mı elinde yeterli de bir aşk romanı…
Hayal kurmuyorum, bir sonraki mayıs ayında yapacaklarımızı söylüyorum size.
Yorum Yok