Tarım bölümünde çalışan emekçiler, köylüler ve çiftçilerin haklarını savunmak hedefiyle tarım Emekçileri Sendikası (Tarım-Sen) kuruldu.
Avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık işkolunda emeğiyle geçinen çalışanlar, köylüler ve çiftçilerin haklarını savunmak için yola çıkan Tarım-Sen’in kurum emelleri ortasında Ufak üreticiler, mevsimlik tarım emekçileri ve göçmen çalışanların yaşadığı meselelere dikkat çekmek de bulunuyor.
“Tarım yapılamaz hale geliyor”
Tarım Sen’in kurucularından Umut Kocagöz, bahse ait yaptığı açıklamada, “Türkiye’de bugün 5-6 milyon tarım işçisi var. Bu tarım işçilerinin Aka bir kısmı teminatsız ve kayıt dışı çalışıyor. Tarımı da kapsayan 1 No’lu avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık işkolunda kayıtlı 180 bin Amele görünüyor. Bu, 6 milyon tarım işçisini Anlatım etmeyen bir işkolu” dedi.
Kocagöz, tarım bölgelerinde nihayet 15 yıldır madencilik, güç, Sanayi ve turizm yatırımları sebebiyle Önemli bir baskı olduğunu belirterek, “Köylülerin Ömür ve tarım alanları JES’ler HES’ler, RES’ler, maden ocakları, otoyollar sebebiyle gasp ediliyor, tarım yapılamaz hale geliyor” diye konuştu. Karagöz, şunları söyledi:
“Son 20 yıldır Türkiye’de tarımda Önemli dönüşüm yaşandı”
“Neden bir sendika kurduk? Türkiye’de Özellikle tarım emekçilerinin örgütlendiği bir mecra yok. var 6356 sayılı Sendikalar Kanunu’nu, işverenler lehine bir kanun. Birkaç adedini dışarıda tutarsak mevcuttaki Ziraat odaları, kooperatifler, örgütlenme hakları ve tarımdaki piyasalaşma eğilimlerine bir karşı duruş sergilemiyorlar. Bilhassa kendi üyelerinin, tarım işçilerinin haklarını savunacak bir Bina oluşturmamışlar. Tüm tarım işçilerinin haklarını savunacak bir yapıya muhtaçlık var. Biz, bu manada tabandan örgütlenen bir odak sendikacılığı inşa edeceğiz.
Son 20 yıldır Türkiye’de tarımda Önemli dönüşüm yaşandı. Bilhassa Ufak çiftçilerin Türlü sebeplerle tarlalarından kopması, borçlanması, tarımı bırakması, kentlere ucuz işgücü olarak göç etmesi, kayıtsız, sigortasız, Kötü barınma şartlarında çalışan mevsimlik personeller yer aldı ve bu giderek de yaygınlaşan bir eğilim. Türkiye tarımı, giderek şirketlerin hâkim olduğu ve işçileşmenin giderek arttığı bir seyir izliyor.
Tarım üzerinde konuşulduğunda tarımı bir bölüm olarak ele Meydan ve tarım işçilerinin yaşadığı şartları dikkate almayan bir yaklaşım var. tarım işçilerinin şartlarından ve haklarından kimse bahsetmiyor. Tarım-Sen, tam da bu sıkıntıyı gündeme getirmek için yola çıkan bir sendika. tarım ekmekçileri Önemli sömürü şartlarında hayatlarını sürdürüyor. Yollarda Amel cinayetlerine kurban gidiyor. Çalışırken Uğraş hastalıklarına maruz kalıyor. İntihar eden çiftçiler Mevcut bu ülkede. Biz, bu kısımlarla birlikte Öbür bir yol arayacağız.”
“En Aka dert mazot fiyatları ve kirlilik”
Aydın’ın Yenipazar ilçesindeki seralarda tarım personeli olarak çalışan Tarım-Sen kurucu üyelerinden Gülsüm Bolaban ise şöyle konuştu:
“Yenipazar Ufak bir ilçe. Burada yaşayanların Aka bir kısmı çiftçi. İncir, zeytin ve seracılıkla uğraşıyor, Türkiye’nin Aka bir kısmını karşılayan çilek yetiştiriliyor. Şu anda gündemimizdeki en Aka kahır mazot fiyatları ve kirlilik. Menderes Nehri’mizin çok derecede kirlenmesi, Daimi açılan JES kuyuları. Şu anda seralarda bayan yevmiyeci Fazla fazla. Genelde onlar işi alıp götürüyorlar. Çilek işi Fazla yaygın olduğu için taşıma şartları Fazla makus, üste üste traktörlerde götürüyorlar. Seraların içinde kullanılan kimyasal ilaçlar insanları etkiliyor. Çok derecede ilaç kullanılıyor. Bunlar, Aydın bölgesinde kanser olaylarının artmasıyla ilişkilendiriliyor. Bayanlar bu formda çalışıyor.”
Tarım-Sen’in çalışma hususları ortasına agroekolojik tarımı da aldığını belirten Bolaban, “Yerel tohumların yaygınlaştırılması, kullanılması ile ilgili burada çalışma yaptık. Halka bu tohumları dağıttık. Ufak çiftçiler Lokal tohumları kullansa da konvensiyonel tarım yapanların birçok kısırlaştırılmış GDO’lu tohumları tarlalarında kullanıyorlar” dedi.
Yorum Yok